İsra Suresinin 53. Ayeti Ne Anlatıyor?
İsra suresinin 53. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Şeytanın insanların apaçık düşmanı olduğunu bildiren âyet; İsra suresinin 53. ayetinin Arapçası, meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...
İsra suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur:
İsra Suresi 53. Ayet Arapça:
وَقُلْ لِعِبَاد۪ي يَقُولُوا الَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُۜ اِنَّ الشَّيْطَانَ يَنْزَغُ بَيْنَهُمْۜ اِنَّ الشَّيْطَانَ كَانَ لِلْاِنْسَانِ عَدُوًّا مُب۪ينًا
İsra Suresi 53. Ayet Meali:
Kullarıma söyle, (inanmayanlara karşı) sözün en güzelini söylesinler; çünkü şeytan aralarına girer. Kuşkusuz şeytan insanların apaçık düşmanıdır. (İsrâ, 17/53)
EZELÎ DÜŞMANIMIZ ŞEYTAN
Bilgi:
Hz. Âdem -aleyhisselâm- yaratıldığı zaman Yüce Allah, meleklerden ve şeytanların atası İblis’ten, Âdem’in önünde saygıyla eğilmelerini istemiş; ancak İblis kibirlenerek Allah’ın emrine karşı gelmişti. Karşı gelmesinin nedeni ise Allah’ın emirlerini sorgulaması ve kendisini Âdem’den daha üstün görmesiydi. Bunun üzerine Allah onu rahmetinden kovdu. O, kendi hatasını düşünmek yerine Âdem’den dolayı rahmetten kovulduğunu düşündü ve insanlara düşman oldu. Başlattığı bu ezelî düşmanlığı hâlen de devam ettirmektedir.
Mesaj:
- Konuşmalarda terbiye kurallarına dikkat edilmediğinde şeytan devreye girer ve istenmeyen kavgaların yaşanmasına neden olur.
- İnsan, şeytanın kandırma yöntemleri konusunda bilinçli olmalıdır.
Kelime Dağarcığı:
Şeytan: Hayırdan ve rahmetten uzaklaşmış, insanı saptırmaya çalışan ruhânî varlık.
Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler
TEFSİR
İsra Suresi 53. Ayet Tefsiri:
- Rasûlüm! Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler. Çünkü şeytan onların arasını bozmaya çalışır. Doğrusu şeytan insanın apaçık düşmanıdır.
Bu âyet-i kerîme mü’minlere umûmî mânada mü’min-kâfir herkese sözün en güzelini söylemelerini emrettiği gibi, husûsî mânada da kendi aralarında edebi elden bırakmamalarını, yumuşak söz söylemelerini, birbirlerine alçak gönüllü davranmalarını, şeytanın vesvese ve tahriklerini bir kenara atmalarını emretmektedir.
“Güzel söz”, söylenmesi normal karşılanan sözdür. “En güzel söz” ise terk edilmesi caiz olmayan sözdür. Yine “en güzel söz”, terk edildiğinde cezalandırılmaktan korkulan sözdür. Aslında “en güzel söz”, sevenin sevdiğine karşı söylediği kulluk sözleridir. Buna göre günahkârın en güzel sözü, günahını itiraf etmesi; ârifin en güzel sözü ise, Allah’ı tanımaktan âciz olduğunu ikrar etmesidir. Nitekim Resûlullah (s.a.s.):
“Ya Rabbi! Sen her türlü noksan sıfatlardan uzaksın, yücesin! Seni layık olduğun şekilde övmem mümkün değildir. Sen kendi zâtını nasıl övüyorsan öylesin!” buyurmuştur. (Müslim, Salât 222)
Resûlullah (s.a.s.) Efendimiz, merhametli, kibar, nâzik, ince ruhlu ve rikkat-i kalbiyye sahibi bir insandı. Kaba bir kimse O’na:
“–Ey Muhammed, ey Muhammed!” diye defâlarca bağırmasına rağmen o, her defasında yumuşak bir üslûpla:
“–Buyur, isteğin nedir?” diye mukâbelede bulunmuştur. (Müslim, Nüzür 8; Ebû Dâvûd, Eymân, 21/3316; Tirmizî, Zühd 50)
Yani muhâtabının kabalığına rağmen her seferinde âyetin emrettiği şekilde sözün en güzelini söylemiş, hiçbir zaman nezâket ölçüleri dışına çıkmamıştır.
Bu bakımdan mü’minler hem kendi aralarındaki münâsebetlerde güzel olanı söylemeli, hem de câhillerle, nâdânlarla münâsebetlerinde güzel olanı söylemelidirler. Nitekim Furkân sûresinde Rahmân’ın has kullarının vasıfları sayılırken:
“Rahman’ın has kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ve vakar ile yürürler; kendini bilmez kimseler onlara laf attığında incitmeksizin «Selâmetle!» derler, geçerler” (Furkān 25/63) buyrulur. Resûlullah (s.a.s.) de, insanlara edep ve ahlâk bakımından kardeşliği sağlayacak esasları talim edip: “Ey Allah’ın kulları, kardeş olunuz!” (Buhârî, Edeb 57; Müslim, Birr 23) tavsiyesinde bulunur.
Rabbimiz her zman ve zeminde güzel konuşmamızı istemektedir. Çünkü şeytan insanların arasını en fazla konuştukları faydasız ve gönül incitici sözlerle bozar. Zaten o insanın apaçık düşmanı olup, bulduğu her fırsatı bu yönde değerlendirmekten bir an geri durmaz. Bu sebeple de sözün en güzelini söylemeye ve şeytana ip ucu vermemeye gayret etmek gerekir.
Söz vardır, düşmanları dost eder. Söz vardır dostları düşman eder, büyük kavgalara sebep olur. Bu sebeple Rabbimiz insanları birbirine düşürecek, yanlış anlamalara sebep olacak kaba çirkin sözlerden kaçınılmasını ve en güzel biçimde konuşulmasını ister.
Yûnus Emre (r.h.) ne güzel söyler:
“Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ahulu aşı
Bal ile yağ ede bir söz!”
Kemâlzâde Ekrem de sözün gücüyle ilgili şu hikmetleri dile getirir:
“Âşıklığı meftûn edecek bir söz işittim,
Bir söz ki eder sâmi’a-i kalbime tesir,
Bir söz ki kılar rûhuma cânânımı tasvîr,
Bir söz ki duyunca anı ben göklere gitti,
Bir söz ki işitseydi cihân-ı melekiyet,
Eylerdi güzel kâline arz-ı muhabbet.”[1]
Bu bakımdan, Rabbimizin bizi bizden daha iyi bildiği şuuru içinde hep güzelliklerin peşinde olup son nefesimizi imanla vermenin gayretiyle hareket etmeliyiz.
Dipnot:
[1] Sâmi’a-i kalb: Kalbin kulağı. Cihân-ı melekiyet: Melekler alemi. Güzel kâl: Güzel söz. Arz-ı muhabbet: Sevgi gösterisi.
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com
YORUMLAR