İsra Suresinin 66. Ayeti Ne Anlatıyor?
İsra suresinin 66. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Allah’ın kullarına karşı pek merhametli olduğunu bildiren âyet; İsra suresinin 66. ayetinin Arapçası, meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...
İsra suresinin 66. ayetinde şöyle buyrulur:
İsra Suresi 66. Ayet Arapça:
رَبُّكُمُ الَّذ۪ي يُزْج۪ي لَكُمُ الْفُلْكَ فِي الْبَحْرِ لِتَبْتَغُوا مِنْ فَضْلِه۪ۜ اِنَّهُ كَانَ بِكُمْ رَح۪يمًا
İsra Suresi 66. Ayet Meali:
Rabbinizin size sunduğu nimetleri arayasınız diye gemileri denizde yüzdüren O’dur. Hiç şüphesiz O, size karşı pek merhametlidir. (İsrâ, 17/66)
EĞER ALLAH’IN MERHAMETİ OLMASA…
Bilgi:
Allah Teâla, dünyadaki bütün nimetleri insanoğlu için yaratmış ve koyduğu kurallar çerçevesinde bu nimetlerden istifade etmemizi istemiştir. Merhamet sahibi Yüce Rabbimiz bununla kalmamış, bu nimetlerden istifadeyi kolaylaştırmıştır. Örneğin, suya kaldırma gücü vermiştir. Şayet Allah, suya kaldırma gücünü vermeseydi gemiler yapsak bile bir işe yaramazdı. Bir de Nuh Peygamber vasıtasıyla bize gemi yapmayı öğretmiştir. Ayrıca bütün bunları anlayabilecek bir akıl nimeti lütfetmiştir. İşte Allah, bize olan merhametini böyle göstermektedir.
Mesaj:
- Suya kaldırma kuvvetini veren Allah’tır.
- Denizler aşarak, farklı kıtalara giderek rızkımızı arayabiliriz.
Kelime Dağarcığı:
Fülk: Gemi.
Rahîm: Çok merhametli ve şefkatli olan.
Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler
TEFSİR
İsra Suresi 66. Ayet Tefsiri:
- Rabbiniz O’dur ki lutf u kereminden nasibinizi arayasınız diye sizin için denizde gemileri kolaylıkla akıtıp yüzdürür. Gerçekten O, size karşı çok merhametlidir.
- Denizde başınıza bir tehlike geldiği zaman, ilâh diye taptığınız varlıkların hepsi kaybolur gider. Orada yalnız Allah bulunur ve sadece O’na yalvarıp yakarırsınız. Ne var ki, Allah sizi kurtarıp selâmetle karaya çıkardığı zaman hemen O’ndan yüz çevirirsiniz. İşte insan böylesine nankördür!
Denizde gemileri kolaylıkla yüzdüren, akıp gitmelerini sağlayan Allah Teâlâ’dır. Dolayısıyla onlara binerken, helâlinden rızkımızı temin maksadıyla onlardan istifade ederken, bunların, Cenâb-ı Hakk’ın bize olan sonsuz merhametinin birer tezâhürü ve büyük bir nimeti olduğunu hatırdan çıkarmamak lâzımdır. Onu su üzerinde kolaylıkla yüzdüren Allah, yine onu kolaylıkla batırmaya da kadirdir. Bu bakımdan gemiye binip denizde seyahat ederken gelecek tehlikelere karşı dikkatli olmalı, hiçbir zaman gönlünüzü Rabbinizden ayırmamalısınız. Çünkü denizin ortasında boğulma tehlikesiyle karşılaştığınızda Allah’tan başka yalvaracak hiç kimse bulamaz, yalnız O’na yalvarırsınız. O’nun dışında gönül bağladığınız veya kendisine bir kuvvet izafe ettiğiniz bütün hayali varlıklar kaybolur gider. Siz de zaten onlardan ümidinizi keser, yalnız Allah’a bağlanırsınız. Aslında aciz ve muhtaç bir kul olarak tevhid inancına uygun olan bu hâlinizi, sadece zorluk anlarında değil, her zaman ve mekanda devam ettirmelisiniz. Fakat gerçek böyle değildir. Allah Teâlâ yardım edip sizi sağ salim karaya çıkardığı zaman o tevhid halini kaybeder, tekrar şirke dönersiniz. Bu, insanın nimetleri unutup hemen nankörlüğe dönen zayıf bir tabiatta olmasının neticesidir. Demek insan, en çok bu nankör benliğini aşmak için çalışmalıdır. (bk. Yûnus 10/22-23)
Şunu unutmamak gerekir ki Alla’ın insanı cezalandırması için denizle karanın bir farkı yoktur. O, istediği takdirde hiçbir gücün O’nun önünde durması mümkün değildir.
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com