İsra Suresinin 70. Ayeti Ne Anlatıyor?
İsra suresinin 70. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Yaratılmışlar içerisinde en değerli varlığın insan olduğunu bildiren âyet; İsra suresinin 70. ayetinin Arapçası, meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...
İsra suresinin 70. ayetinde şöyle buyrulur:
İsra Suresi 70. Ayet Arapça:
وَلَقَدْ كَرَّمْنَا بَن۪ٓي اٰدَمَ وَحَمَلْنَاهُمْ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَرَزَقْنَاهُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ وَفَضَّلْنَاهُمْ عَلٰى كَث۪يرٍ مِمَّنْ خَلَقْنَا تَفْض۪يلًا۟
İsra Suresi 70. Ayet Meali:
Andolsun biz insanoğluna değer verdik; onları karada ve denizde taşıdık, kendilerine güzel güzel rızıklar verdik ve onları yarattıklarımızın çoğundan üstün kıldık. (İsrâ, 17/70)
EN DEĞERLİ VARLIK İNSAN
Bilgi:
İnsan, yaratılmışlar içerisinde en değerli varlıktır. Onun bu değeri; akıl, zekâ, temyiz, düşünme, yazma gibi melekelere ve diğer varlıklar üzerinde tasarruf yetkisine, ekonomik faaliyetlerde bulunma özelliğine, şehirler ve uygarlıklar kurma kabiliyetine sahip olmasıyla açıklanır. Bütün bunlar, Allah’ın bizi diğer varlıklardan üstün kıldığı anlamına gelmektedir. Bu da insanoğlunun, kendisine uyulup itaat edilen bir idareci, diğer varlıkların da insanın emrine verilmiş birer nimet olduğunu gösterir.
Mesaj:
- Allah’ın -celle celâlühû- bize değer verdiğini hiçbir zaman hatırımızdan çıkarmamalıyız.
- Çok değerli bir varlık olan insanoğlu, günah ve isyanla Allah katında çok değersiz bir hâle gelebilir.
Kelime Dağarcığı:
Benî Âdem: İnsanoğlu, Âdem’in çocukları.
Berr ve Bahr: Kara ve deniz.
Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler
TEFSİR
İsra Suresi 70. Ayet Tefsiri:
- Gerçekten biz Âdemoğullarını şerefli kıldık, onlara karada ve denizde kendilerini taşıyacak vasıtalar lutfettik, onları temiz ve hoş nimetlerle rızıklandırdık ve onları yarattığımız varlıkların bir çoğundan üstün kıldık.
Canlı ve cansız bütün kâinatı; güneşten, aydan, yıldızlardan, atmosfer küresinden, topraktan, sudan madenlerden, kuşlardan, balıklardan, koyunlardan, ineklerden, meyvelere ve zerrelere kadar bütün varlıkları insana hizmet ettiren, ne insanın kendisi, ne başka insanlar, ne cinler, ne başka varlıklar ve ne de kör tesadüflerdir. Belli ki rahmeti nihayetsiz Yaratıcının merhameti ve iradesi bunu dilemiştir. Şu halde insanı bu derece yücelten Allah olduğuna göre, insan sadece O’na kulluk etmeli, başka âcizlere kulluk ederek kendi insanlık değerini düşürmemelidir. Görüldüğü üzere, insanın şerefli olmasının bir yönü de, bütün varlıkların onun hizmetine verilmiş olmasıdır. Bir bakıma bütün kâinat insana hizmet için hareket etmektedir. Bu konuya ışık tutan âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur:
“O Allah ki içinde gemiler O’nun koyduğu kanunlara göre akıp gitsin ve siz de O’nun lütfundan nasibinizi arayasınız diye denizleri sizin hizmetinize verdi. Umulur ki şükredersiniz. Ayrıca O, göklerde ve yerde ne varsa hepsini kendi tarafından bir lutuf olarak sizin hizmetinize verdi. Bütün bunlarda düşünen bir toplum için elbette nice dersler ve ibretler vardır.” (Câsiye 45/12-13)
“Allah ki gökleri ve yeri yaratan, gökten su indirip onunla size rızık olmak üzere çeşit çeşit meyveler, ürünler çıkaran O’dur. Koyduğu kanunlara uyarak denizde yüzüp giden gemileri size boyun eğdiren ve ırmakları hizmetinize veren de O’dur. Bir düzen içinde kendi yörüngelerinde dönüp durmakta olan güneşi ve ayı hizmetinize veren ve geceyle gündüzü de faydanıza sunan yine O’dur.” (İbrâhim 14/32-33)
Dolayısıyla insan, bu dünyada büyük bir imtihan vermekte olup, bu imtihanın sonucu âhirette açıklanacaktır. Bu kadar sayısız nimetlere karşı şükreden bir kul mu, yoksa nankörlük eden bir asi mi olduğu orada bütün açıklığıyla ortaya konulacaktır. Bu noktada merhameti sonsuz olan Rabbimiz, insanı yalnız bırakmamış, ondaki aklî istidâtlar ve gerçeği anlamasını sağlayacak kevni delillere ilaveten ona doğru yolu gösterecek peygamberler ve kitaplar lütfetmiştir. İnsan bütün bunları değerlendirerek imtihan verecek, göstereceği gayrete göre artı sonsuz ile eksi sonsuz arasında gelip gidecektir. Burada insana düşen esas vazife, eksileri olabildiğince azaltmak, sürekli artıları çoğaltmak, bunu yaparken de kimlerle beraber olduğuna ve kimlerin peşinden gittiğine dikkat etmektir.
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com