İsra Suresinin 88. Ayeti Ne Anlatıyor?

İsra suresinin 88. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Kur’an’ın Allah kelâmı olduğunu bildiren âyet; İsra suresinin 88. ayetinin Arapçası, meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

İsra suresinin 88. ayetinde şöyle buyrulur:

İsra Suresi 88. Ayet Arapça:

قُلْ لَئِنِ اجْتَمَعَتِ الْاِنْسُ وَالْجِنُّ عَلٰٓى اَنْ يَأْتُوا بِمِثْلِ هٰذَا الْقُرْاٰنِ لَا يَأْتُونَ بِمِثْلِه۪ وَلَوْ كَانَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ ظَه۪يرًا

İsra Suresi 88. Ayet Meali:

De ki: “Yemin ederim, bu Kur’an’ın bir benzerini ortaya koymak için ins ve cin bir araya gelip birbirine destek olsa dahi onun benzerini ortaya koyamazlar.” (İsrâ, 17/88)

ALLAH KELAMI KUR’AN

Bilgi:

Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, kendisine inen vahyi insanlara duyurmaya başlayınca Mekkeli müşrikler, bu sözlerin Allah tarafından gönderilmediğini, Hz. Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in sözü olduğunu iddia etmeye başladılar. Kur’an-ı Kerim ise onların bu iddialarına meydan okuma sadedinde bu ayetin yanında diğer birçok ayette de ifade edildiği gibi Mekkeli müşriklerin Kur’an’ın bir benzerini ortaya koyamayacaklarını, bunu başaramayacaklarını ifade etmektedir. Zira Kur’an, gerek ifade güzelliği, gerekse içeriğinin zenginliği ve kusursuzluğu dolayısıyla Allah’tan başkasının ortaya koyması mümkün olmayacak derecede mükemmel ve ulaşılamaz bir kitaptır.

Mesaj:

İnançsızlar, Kur’an’ın bir benzerini getirememişlerdir, bundan sonra da getiremeyeceklerdir.

Kelime Dağarcığı:

İns ve cin: İnsanlar ve cinler.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

İsra Suresi 88. Ayet Tefsiri:

  1. De ki: “Bütün insanlar ve cinler şu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere bir araya gelseler ve bu hususta güçlerini birleştirip birbirlerine yardımcı da olsalar, imkânı yok, asla onun bir benzerini getiremezler.”

Kur’ân-ı Kerîm büyük bir mûcizedir. O; üslûbu, belâgati, fesâhati, ifade güzelliği, muhtevâsının zenginliği ve kusursuzluğu sebebiyle Allah’tan başkasının söyleyemeyeceği derecede mükemmel ve benzeri getirilemez bir kitaptır. Benzerini getirmeleri için bütün insanlara ve cinlere meydan okuduğu, hatta bu hususta güçlerini birleştirip birbirlerine yardım etmelerini de teşvik ettiği halde on beş asırdır bu meydan okuma cevapsız kalmış; o kadar düşmanları olmasına rağmen hiç kimse böyle bir eser ortaya koyamamıştır. Hatta Kur’an bu meydan okumayı on sûreye (bk. Hûd 11/13), son olarak kısa da olsa bir sûreye (bk. Bakara 2/23) kadar indirdiği halde yine çağrısı cevapsız kalmıştır. Neticede Kur’an şu kesin ve tehditkâr beyânıyla meseleye son noktayı koymuştur:

“Buna rağmen yapamazsanız, ki asla yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlarla taşlar olan ve sizin gibi kâfirler için hazırlanmış bulunan cehennem ateşinden kendinizi koruyun.” (Bakara 2/24)

Kur’an, âyetlerin açıkça haber verdiği gibi çağlar üstü bir mûcize olmakla birlikte, gözleri gönülleri iyice kararmış inkârcı nankör tipler ona inanmamakta ısrar edecek, sanki Kur’an yetmiyormuş gibi başka mûcizeler isteyeceklerdir.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com

İslam ve İhsan

ALLAH'IN KELAM SIFATI

Allah'ın Kelam Sıfatı

ALLAH’IN KELAM SIFATI İLE İLGİLİ AYETLER

Allah’ın Kelam Sıfatı ile İlgili Ayetler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.