İsrail Güçleri 10 Gün Süren Saldırının Ardından Cenin Ve Kampından Büyük Yıkım Bırakarak Çekildi

İsrail ordusu, işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin kenti ve kampına yönelik 10 gündür devam ettiği işgal ve baskınlar sonrasında, artlarında büyük yıkım bırakarak geri çekildi.

Filistin resmi ajansı WAFA'da yer alan habere göre, İsrail işgal güçleri, onlarca kişinin şehit edilmesi ve yaralanmasına yol açan saldırılarının ardından, 10 gün boyunca şiddetli ve aralıksız saldırdığı Cenin kenti ve kampından, artlarında büyük yıkım bırakarak geri çekildi.

Cenin halkı, daha önce birçok kez olduğu gibi İsrail güçlerinin geri çekilip çevredeki askeri kontrol noktalarına mevzilendikten sonra kente ve kampa yeniden saldırmak için geri döneceklerinden endişe ettiklerini dile getirdi.

İsrail güçleri Cenin kentindeki ana yollar, mülteci kampı ve kentin doğusundaki mahallede altyapıda büyük tahribat yaptı. İsrail iş makinelerinin söz konusu bölgede yürüttükleri kazı ve tahribat sonucu su, elektrik ve iletişim hatları kesildi.

Batı Şeria'da İsrail askerleri ile fanatik Yahudilerin saldırısı sonucu 7 Filistinli yaralandı

Filistin Kızılayından yapılan yazılı açıklamada, ekiplerinin, İsrail askerlerinin işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde yer alan Cenin yakınlarındaki El-Celeme askeri kontrol noktasında şiddetli bir şekilde darbettiği 5 Filistinliye müdahale ettiği belirtildi.

Açıklamada, darbedilen Filistinlilerin vücutlarında morluklar ve yaralanmalar oluştuğu kaydedildi.

Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre de Filistin topraklarını gasbeden İsrailli yerleşimciler, Kuzey Ağvar'ın Aruf beldesinde Filistinlilere saldırdı.

Saldırıda belde halkından iki Filistinli yaralandı.

İsrail, 28 Ağustos'ta Cenin, Tulkerim ve Tubas kentlerindeki mülteci kamplarına, "Yaz Kampları" adını verdiği, 2. İntifada'nın yaşandığı 2002'den bu yana düzenlediği en yoğun ve kapsamlı saldırılarını başlattığını duyurmuştu.

Filistin Sağlık Bakanlığının verilerine göre, 28 Ağustos'tan bu yana Cenin'de aralarında çocuk ve yaşlıların da olduğu 21, Tubas'ta 8, Tulkerim'de 7, El Halil'de 3 olmak üzere 39 Filistinli öldü, 145 kişi yaralandı.

İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail askerleri ile Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin saldırılarında 691 Filistinli hayatını kaybetti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.