İsrail Ordusu, Gazze’nin Kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi’ni Tamamen Kuşattı

İsrail askeri araçları, Gazze’nin kuzeyindeki Beyt Lahiya beldesinde bulunan Kemal Advan Hastanesi çevresinde ilerleyerek hastaneyi tamamen muhasara altına aldı.

Görgü tanıkları, İsrail ordusunun yoğun ateş desteği altında Kemal Advan Hastanesi çevresine ilerlediğini ve hastaneyi dört bir taraftan kuşatma altına aldığını bildirdi.

Tanıklar, hastane çevresinden silah ve topçu mermisi seslerinin duyulduğunu aktardı.

Sağlık kaynakları, İsrail ordusunun ekim ayının başından bu yana yoğun saldırılar düzenlediği Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi'nde oksijen istasyonunun tamamen durduğunu, hasta ve yaralıların hayatının tehdit altında olduğunu duyurmuştu.

Kaynaklar, İsrail dronlarının, hastane çevresine yoğun ateş açtığını, saldırılar nedeniyle istasyonun onarımının mümkün olmadığını ifade etmişti.

İsrail ordusunun 3 Aralık’ta "Quadcopter" tipi dronlarla hastanenin avlusunu bombalaması sonucu sağlık personelinden 3 kişi yaralanmıştı.

Kemal Advan Hastanesi Müdürü Husam Ebu Safiyye, saldırı üzerine yaptığı yazılı açıklamada, İsrail'in gün içerisinde hastaneyi 5 kez bombaladığını belirtmişti.

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana hastaneleri bombalaması, sağlık ekipleri ve ambulansları hedef almasının yanı sıra uygulanan sıkı kuşatma, sınır kapılarının kapatılması, gerekli sağlık malzemelerinin olmaması ve hastaların tedavi için bölgeden çıkışlarının engellenmesi sonucu Gazze Şeridi'ndeki sağlık şartlarının felaket seviyeye ulaştığı kaydediliyor.

İsrail'in Gazze Şeridi'nde bombaladığı evde aynı aileden 10'dan fazla kişi hayatını kaybetti

Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, İsrail savaş uçakları, Meşru Beyt Lahiya beldesinde yerinden edilmiş "eş-Şelfuh" ailesinin sığındığı evi bombaladı.

Saldırıda aynı aileden 10'dan fazla kişi hayatını kaybetti, 5 kişi de enkaz altında mahsur kaldı.

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 492'si çocuk, 11 bin 979'u kadın olmak üzere 44 bin 580 Filistinli öldü, 105 bin 739 kişi yaralandı.

Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.