İsrail Ordusunun Cenin'e Baskını ve Filistinlilere Şiddeti Devam Ediyor

Gazze'de varılan ateşkesin ardından İsrail ordusunun, işgal altındaki Batı Şeria'nın Cenin kentindeki mülteci kampına baskını ve buradaki Filistinlilere şiddeti sürüyor.

Gazze'de varılan ateşkesin 19 Ocak Pazar günü devreye girmesinin ardından İsrail ordusu, salı günü işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin kentine "Demir Duvar" saldırısını başlattı. İsrail ordusu, kentteki Cenin Mülteci Kampı ve devlet hastanesini 2 gündür kuşatma altında tutuyor.

İsrail ordusunun, Cenin'deki saldırılarında şu ana kadar 10 Filistinli hayatını kaybetti, 40 kişi yaralandı. İsrail ordusuna ait iş makineleri söz konusu baskında çevredeki altyapıyı tahrip ederken İsrail askerlerinin de çok sayıda kişiyi gözaltına aldığı belirtiliyor.

İsrail ordusuna ait çok sayıda zırhlı araç ve iş makinelerinin dolaştığı bölgede İsrail güçleri, Cenin Devlet Hastanesinden hastaların, sivil araç veya ambulansla ayrılmasına müsaade etmiyor.

Böbrek hastası Raid Sabbah (57), AA muhabirine, salı günü diyaliz için geldiğini daha sonra İsrail askerlerinin hastaneyi kuşattığını söyledi.

Hastaneden ayrılmalarına müsaade etmediklerini paylaşan Sabbah, yaşı ve hastalığına rağmen İsrail askerlerinin kendisinin ambulansla buradan çıkmasına izin vermediğini, araçtan indirildiğini ve yürümeye zorlandığını anlattı.

Yanlarında bebeklerini taşıyarak hastaneden ailesiyle ayrılan Muhammed Ebu Mahmud, bölgeye yapılan bombardımanda arabasının vurulduğunu ve sağlık merkezine sığındıklarını belirtti.

Ebu Mahmud, hastanenin içinde yemek bulunmadığını ve İsrail askerlerinin çıkanlara kötü muamele ettiğini aktardı.

Sabah saatlerinde işine gittikten sonra İsrail askerlerinin Cenin Mülteci Kampı'nı kuşattığı haberini aldığını ifade eden Umm Suheyb el-Gul, bir süredir hastanede beklediğini anlattı.

Yakınlarının evine sığınacağını söyleyen Umm Suheyb el-Gul, İsrail ordusunun kampın çevresindeki kuşatmasının devam ettiğini hatırlattı.

Beyaz önlüğüyle hastaneden ayrılan sağlık çalışanı Kays el-Ammur da hastanede çok sayıda hastanın mahsur kaldığını, "yemek veya ilaç olmadığını" içerideki durumun kötü olduğunu vurguladı.

Filistinli sağlık çalışanı, İsrail ordusunun hastanenin girişine salı günü yığdığı toprak duvarı bugün öğleden sonra açtığını paylaştı.

Başından hedef alındı

İsrail askerlerinin açtığı ateşle yaralandığı için yüzünde bandajla kampın dışında bekleyen Emir Hazım, İsrail askerlerinin baskınını öğrenmesinin ardından annesini almak için kampa doğru yola çıktığını anlattı.

Hazım, "Kampın tehlikeli olduğunu fark ettikten sonra dönmeye çalıştım ama bu sırada İsrail askerleri bana ateş açtı. Kasıtlı olarak başımı hedef alan, öldürmek için bir atıştı. Açıkçası mucizeyle kurtuldum." ifadesini kullandı.

Hastanede mahsur kaldığını bugün ayrıldığını paylaşan Hazım, "İsrail ordusunun öldürdükleri Filistinli sayısını artırmak amacıyla kampa baskın düzenlediğini" dile getirerek, "İsrail'in kendisinin bizzat bölgede terör saçtığını, kendisine ateş açılmasının bunun bir örneği olduğunu" vurguladı.

İsrail saldırıları altındaki Cenin Mülteci Kampı sakinleri evlerinden sürülüyor

İsmini vermek istemeyen Filistinli bir kadın ise "İsrail ordusu, saldırıların ardından kamptaki tüm mahalleleri boşaltmaya başladı.” dedi.

Cenin Mülteci Kampı'ndaki evinden İsrail güçleri tarafından zorla çıkartıldığını belirten Filistinli kadın, kamp sakinlerinin yardımıyla yaşlı ve engelli annesiyle birlikte kamptan kaçmak zorunda kaldığını söyledi.

Filistinli kadın, "90 yaşında bir kadının evinden zorla çıkartılmasına sebep olacak suç nedir?” diyerek, duruma tepki gösterdi.

İsrail ordusunun kamptaki el-Demc ve el-Havaşin bölgelelerinde yaşayan Filistinlileri zorla yerinden etmeye yönelik baskılarını yoğunlaştırdığı belirtiliyor.

Cenin Belediyesinin Halkla İlişkiler Sorumlusu Beşir Metahin, İsrail ordusunun yeni bir askeri saldırı başlatması sonucu, Cenin Mülteci Kampı'ndan 600'den fazla Filistinlinin yerlerinden edildiğini bildirdi.

Filistinlilere hoparlörlerle sürgün emri

Mahmud Ramazan da İsrail ordusunun kamptan ayrılmaları için hoparlörlerle çağrı yaptığını ve gerçek mermiyle ateş altında evlerinden zorla çıkarıldıklarını söyledi.

Ramazan, "Hasta annemi taşımak için ambulans talep ettik ancak ordu kampı kuşattıktan sonra çabamız boşunaydı.” ifadesini kullandı.

İlerlemiş yaşına rağmen İsrail ordusunun evinden yerinden ettiği Cuma el-Masri ise “İsrail askerleri bizden kampı boşaltmamızı istedi ve bizi kampı terk etmeye zorladı. Yaşlıların, kadınların ve çocukların çok zor koşullarda kamptan ayrıldığını gördüm. Kamptaki durum felaket ve bazı mahallelerde neler olduğunu bilmiyoruz, ancak bomba ve çatışma sesleri hiç susmadı.” dedi.

Gazze'de ateşkesten sonra İsrail gözünü Batı Şeria'ya çevirdi

Hamas ve İsrail arasında imzalanan anlaşma gereği 19 Ocak'tan itibaren Gazze'de ateşkes ve karşılıklı esir takası anlaşması uygulamaya girdi.

İsrail, bu tarihten itibaren işgal altındaki Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik şiddet ve baskı uygulamalarını artırdı.

Filistin makamlarının paylaştığı rakamlara göre, İsrail ordusunun işgal altındaki Batı Şeria'da Filistinlilerin hareket özgürlüğünü kısıtlayan kontrol noktaları 898'e yükseldi. Batı Şeria'da Filistinlilerin beldelerini ya da kentlerinden ayrılarak başka yerlere gitmek istediğinde kontrol noktalarında saatler geçirmek zorunda kalıyor. Batı Şeria'nın güneyindeki el-Halil kentinde 43 yaşındaki bir kadın kontrol noktası kuyruğunda geçirdiği kalp krizinde hayatını kaybetti.

İsrail Maliye Bakanı aşırı sağcı Bezalel Smotrich, X hesabından yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze ve Lübnan'dan sonra Batı Şeria'da "güvenlik konseptini" değiştirmeye başladığını, kendi partisinin de girişimiyle bunun "İsrail'in savaş hedefleri arasına hükümet kararı olarak alındığını" paylaşmıştı.

İsrail siyasetinde, Gazze'de ateşkese varılmasına yönelik eleştirel açıklamalar yapan hükümet yetkilileri, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin'e düzenlenen baskını desteklemiş, saldırıların günler boyunca devam edebileceğini belirtmişti.

İsrail kuşatması altındaki Cenin Mülteci Kampı'nda 2 bin civarında aile yerinden edildi

İsrail ordusunun işgal altında tuttuğu Batı Şeria'daki Cenin Mülteci Kampı'na düzenlediği baskın ve saldırılarda 2 bin kadar Filistinli ailenin zorla yerinden edildiği bildirildi.

Cenin Belediyesi Halkla İlişkiler Sorumlusu Beşir Metahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Cenin Mülteci Kampı'ndan sürgün edilen, en temel gereksinimlerden yoksun 2 bin kadar Filistinli ailenin civardaki köylere yerleştirildiğini söyledi.

İsrail ordusunun akşam saatlerinde ise Filistinlilerin kamptan çıkışına izin vermediğini belirten Metahin, kamptan ayrılacaklara perşembe sabahı tekrar çıkış yapmayı denemelerini bildirdiğini aktardı.

Yerinden edilen Filistinlilerin zor koşullar altında olduğunu ifade eden Metahin, dışarıdan yardım gelememesi sebebiyle köy sakinlerinin bölgeye gelen ailelerin ihtiyaçlarını karşılamak için seferber olduğunu kaydetti.

Gazze'de varılan ateşkesin 19 Ocak Pazar günü devreye girmesinin ardından İsrail ordusu, salı günü işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin kentine "Demir Duvar" saldırısını başlattı. İsrail ordusu, kentteki Cenin Mülteci Kampı ve devlet hastanesini 2 gündür kuşatma altında tutuyor.

İsrail ordusunun, Cenin'deki saldırılarında şu ana kadar 10 Filistinli hayatını kaybetti, 40 kişi yaralandı.

İsrail ordusu, ateşkese rağmen Gazze'de 1 Filistinliyi öldürdüğünü itiraf etti

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, "Gazze Şeridi'ndeki tehditlere karşı" saldırıların devam ettiği kaydedildi.

İsrail ordusu için tehdit oluşturan bir dizi silahlı şüphelinin tespit edildiği öne sürülen açıklamada, Ekrem Atıf Zenun isimli Filistinlinin İslami Cihad Hareketi'ne mensup olduğu gerekçesiyle öldürüldüğü iddia edildi.

Açıklamada, "Filistin halkını İsrail ordusunun talimatlarına uymaya ve bölgede konuşlu güçlere yaklaşmamaya çağırıyoruz." tehdidinde bulunuldu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.