İsrail'in Gazze'de 450 Bin Filistinliyi Göçe Zorladığı Belirtildi

Gazze Şeridi'nde İsrail'in daha önce güvenli bölge iddia ettiği yerlerde yaşayan 450 bin Filistinlinin, İsrail tarafından yapılan açıklamayla göçe zorlandığı belirtildi.

Gazze'deki Sivil Savunma Birimi Sözcüsü Mahmud Basal, yaptığı yazılı açıklamada, İsrail'in güvenli bölge iddia ettiği Han Yunus'un doğusu ve merkezinin yanı sıra Deyr el-Belah, Megazi ve Ez-Zuveyde'nin boşaltılması yönündeki açıklamasıyla, "450 bin Filistinlinin insani durumunu zora soktuğunu" ifade etti.

Basal, "İsrail işgali, Gazze'nin bazı bölge ve kamplarında yaşayan Filistinlilerin çektikleri sıkıntıları daha artırmak için tekrar yıkılan evlerinden ve barındıkları bölgelerden taşınmaya zorluyor." ifadelerini kullandı.

Uluslararası hukukun "korku, şiddet ve aç bırakma" yoluyla zorla yerinden etmeyi yasakladığını ifade eden Basal, İsrail'in Han Yunus'ta ve Gazze'nin orta bölgesindeki mülteci kamplarında yaşayan Filistinlileri defalarca yerinden ettiğini vurguladı.

Basal, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Adalet Divanı'na, "İsrail'in Filistin vatandaşlarını Gazze'de yerinden etme siyasetinden vazgeçmesi için baskı yapılması" çağrısında bulundu.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, dün sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Megazi bölgesindeki bazı kısımlar, Selahaddin Caddesi'ndeki bazı sokaklar ile Gazze Şeridi'nin ortası kesiminde yer alan Faruk ve Emel bölgelerinin boşaltılması çağrısında bulunmuştu.

Adraee'nin açıklamasında, Filistinlilerden daha önce "insani bölge" olduğunu iddia ettiği, ancak sonuncusu dün olmak üzere defalarca İsrail bombalarının hedefi olan El-Mevasi'ye gitmelerini istemesi dikkati çekti.

İsrail saldırıları nedeniyle nüfusun yüzde 90'ının yerinden edildiği Gazze'de, birçok Filistinli derme çatma çadırlarda yaşamak zorunda kaldı.

İsrail'in Gazze'ye gece boyu düzenlediği hava saldırılarında 20 Filistinli öldü

İsrail'in Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine gece boyu düzenlediği saldırılarda 20 Filistinli öldü ve çok sayıda kişi yaralandı.

İsrail, halkı zorla aç ve susuz bırakarak büyük bir insani felakete yol açtığı Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarına 317. gününde de devam ediyor.

Yerel kaynakların AA muhabirine verdiği bilgiye göre, İsrail ordusu Han Yunus ve Refah kentlerinde meskun mahalleri bombaladı.

Aksa Şehitleri Hastanesinden yapılan açıklamada, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah kentindeki bir evi bombalaması sonucu bir anne ve 6 çocuğunun öldüğü kaydedildi.

Görgü tanıkları, hedef alınan evin El-Attar ailesine ait ve 6 çocuktan 4'ünün ikiz olduğunu söyledi.

Gazze'nin orta bölgesinde Nusayrat Mülteci Kampı'nda El-Yazici ailesine ait, bir evi bombalaması sonucu 4 Filistinli yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi yaralandı.

Gazze Şeridi'nin doğusunda konuşlanan İsrail topçu birlikleri de Megazi Mülteci Kampı ve Bureyc Mülteci Kampı, Deyr el-Belah kenti ve El-Masdar kasabasına yoğun topçu ateşi açtı.

Gazze'nin güneyindeki Han Yunus kenti semalarında uçan İsrail insansız hava aracından (İHA) kentin doğusundaki Abasan el-Kebira kasabasındaki Misbah ailesine ait bir eve yapılan saldırıda, biri kadın, 4 Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail ordusu, Han Yunus kenti ile Refah kentinin batısındaki Suudi Mahallesi'ndeki konutlara yönelik saldırılarında şiddetli patlama sesleri duyuldu.

Gazze kentindeki Es-Sabra Mahallesi'nde Cevde ailesine ait bir evin İHA ile hedef alınması sonucu 1 kadın öldü, çok sayıda kişi de yaralandı.

İsrail topçu birlikleri Gazze kentinin güneydoğusundaki yanı sıra Sabra ve Zeytun Mahallelerini topçu ateşine tuttu.

Sivil Savunma Teşkilatından yapılan açıklamada ekiplerinin, İsrail'in Cibaliya Mültaeci Kampı'ndaki Gaben, Dehman ve Ebu el-Kara ailelerine ait evleri hedef almasının ardından, 4 kişinin cenazesini ve çok sayıda yaralıyı enkazdan çıkardığı belirtildi.

İsrail ordusu, son 24 saatte Gazze'de 25 Filistinliyi öldürdü

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nde son 24 saatte düzenlediği saldırılarda 25 kişinin öldüğü, 72 kişinin yaralandığı bildirildi.

Gazze'deki Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'ne 317 gündür sürdürdüğü saldırılara ilişkin bilgi verildi.

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'nde son 24 saatte gerçekleştirdiği 2 katliamda ölen 25 kişinin cenazelerinin hastanelere ulaştığı, saldırılar sonucu 72 kişinin de yaralandığı belirtildi.

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısının 40 bin 99'a, yaralı sayısının da 92 bin 609'a yükseldiği kaydedildi.

Gazzeli dördüz bebekler anneleri ile birlikte İsrail saldırısının kurbanı oldu

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Deyr Belah'taki Hakr el-Cami bölgesinde Filistinli el-Attar ailesine evi hedef alması sonucu dördüz bebekler, kardeşleri ve annesi hayatını kaybetti.

Saldırıda hayatını kaybeden ailenin cenazeleri Aksa Şehitleri Hastanesi'ne getirildi.

Hayatını kaybedenler için hastane bahçesinde cenaze namazı kılındı. Cenaze yakınları büyük üzüntü yaşadı.

Kızını ve torunlarını saldırıda kaybeden Filistinli Muhammed Hatab, 'Bu çocukların suçu neydi, bunlar İsrail hükümetine karşı bir suç mu işledi, ellerinde bir suç aleti mi vardı? Altı masum çocuğun günahı neydi? İsrail'e mesajım ne yaparlarsa yapsınlar biz buradayız asla gitmeyeceğiz' dedi.

İsrail ordusu, Han Yunus'ta 'insani bölge" olarak belirtilen alanlara doğru saldırılarını genişletmeye devam ediyor

İsrail ordusu, saldırılarını Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde "güvenli bölge" olarak ilan ettiği alanların çok yakınındaki Hamed Mahallesi'ne kadar genişletti.

Görgü tanıklarının AA muhabirine verdiği bilgilere göre, İsrail askeri araçları Han Yunus kentinde ilerleyerek kentin batısındaki Hamed Mahallesi ve çevresine ulaştı.

Görgü tanıkları, İsrail ordusunun Han Yunus'un kuzey ve batı bölgelerini ağır topçu atışları ve hava saldırılarıyla vurduğunu belirtti.

İsrail askeri araçlarından yeni saldırı noktalarına yakın olan Asda bölgesinde yerinden edilen sivillerin sığındığı çadırlarının bulunduğu bölgelere makineli tüfeklerle ateş açıldı.

Saldırılar sonucu ölen ve yaralananlara ilişkin henüz açıklama yapılmadı.

İsrail ordu güçleri, yaklaşık 1,7 milyon yerinden edilmiş Filistinlinin sığındığı Mevasi'de "insani bölge" olarak ilan edilen bölgeden sadece birkaç yüz metre uzakta bulunuyor.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, 16 Ağustos'ta sosyal medya hesabından yeni bir harita paylaşarak Deyr el-Belah kentinin doğusundaki bölgelerin yanı sıra Han Yunus'a bağlı El-Karara, El-Mevasi, Cela, Hamed ve Nasr bölgelerinin boşaltılmasını istemişti.

Adraee'nin paylaştığı haritada, İsrail'in "güvenli bölge" ilan ettiği ve yerinden edilen 1 milyondan fazla Filistinlinin sığındığı Mevasi'nin bazı kısımlarının da yer alması dikkati çekmişti.

İsrail savaş uçakları Cuma günü yerleşimlerin olduğu Hamed Mahallesi'ndeki bazı konutları yerle bir etmişti.

Katar Devleti'nin eski Emiri Şeyh Hamed bin Halife Al Sani'nin adını taşıyan ve 2 bin 500 dairenin yer aldığı Hamed Mahallesi, Gazze'nin yeniden imar programı kapsamında Doha'nın yaptığı 407 milyon dolarlık bağışın ardından 2012'de inşa edilmişti.

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'deki saldırılarında 82 sivil savunma personeli öldü

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'nde sürdürdüğü saldırılarda Sivil Savunma Teşkilatına mensup 82 personel hayatını kaybetti, 720 personel de yaralandı.

Sivil Savunma Teşkilatından yapılan yazılı açıklamaya göre, İsrail'in saldırılarında Gazze Şeridi'ndeki tüm sivil savunma binaları tamamen veya kısmen tahrip edilirken, Sivil Savunmaya ait araçlar da İsrail güçleri tarafından topçu ateşine veya bombardımana maruz kaldı.

Açıklamada, "İşgal ordusu, insani müdahalelerimizi önleyerek ve mürettebatımızı hedef alarak Filistinlilerin çektiği acıları artırmayı hedefliyor. İsrail ordusu, Sivil Savunmanın insani yardım çalışmalarının yanı sıra canların kurtarılmasına ve hayatların korunmasına katkıda bulunan müdahalelerini durdurmayı amaçlamaktadır." ifadelerine yer verildi.

Sivil savunma ekipleri saldırılarda yaşamını yitiren 35 bin kişinin cenazesini enkaz altından çıkarırken, açıklamaya göre enkaz altında hala 10 bin ceset bulunuyor.

Sivil Savunma ekipleri, yakıt ve teçhizat yetersizliği ve karargahlarının hedef alınmasının yanı sıra İsrail ordusunun saldırı bölgelerine girişlerine izin vermemesi nedeniyle binlerce imdat çağrısına yanıt veremedi.

Sivil Savunma Teşkilatı, "İsrail ordusunun uluslararası yasaklı silahları kullanması nedeniyle yaklaşık 1760 cesedin yüksek ısı ve kimyasal etkiden dolayı eridiğini" tespit etti.

Ayrıca, Gazze Şeridi'nin çeşitli yerlerindeki mezarlardan 2210 cesedin kaybolduğu belirtildi.

İsrail, Gazze Şeridi'ne yaklaşık 85 bin ton patlayıcı atarak kentsel yapının yüzde 80'den fazlasını ve altyapının yüzde 90'ını yok etti.

Gazze Şeridi'ne atılan patlayıcıların yüzde 17'si ise patlamazken, bunlar Gazzeliler için tehlike oluşturuyor. Patlamayan bombalar ve patlayıcılar yüzünden 90'dan fazla çocuk hayatını kaybetti.

Binlerce tır insani yardım malzemesi 3 aydır Gazze'ye girebilmek için bekliyor

Türkiye, AFAD ve Kızılay koordinasyonunda 50 bin tonu aşkın insani yardım malzemesini Gazze'ye ulaştırırken, Refah sınır kapısında binlerce tır yüklü malzemenin geçişine izin verilmiyor.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye düzenlediği saldırılarda 16 bin 314'ü çocuk, 10 bin 980'i kadın olmak üzere 39 bin 929 Filistinli hayatını kaybetti, 92 bin 240 kişi yaralandı. Birleşmiş Milletlere (BM) göre, bu süreçte 180'i BM personeli olmak üzere 250 insani yardım gönüllüsü de saldırılarda yaşamını yitirdi.

Yoğun bombardıman altındaki Gazze'de hayatta kalan yüz binlerce Filistinli ise temel ihtiyaç malzemelerine ulaşmakta zorluk çekiyor.

Birçok ülke tarafından çatışmaların durması çağrısı yapılırken, Gazze'ye insani yardım ulaştırılması için Türkiye'de AFAD ve Türk Kızılay koordinasyonunda yoğun çalışma yapılıyor.

19 Ağustos Dünya İnsani Yardım Günü vesilesiyle, Türkiye'den Gazze'ye gönderilen yardımları ve bölgedeki son durumu Türk Kızılay ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, AA muhabirine değerlendirdi.

Yüzde 70'i Gazze'ye ulaştı

Türk Kızılay Uluslararası İşler ve Göç Hizmetleri Genel Müdürü Alper Küçük, Gazze'deki acıyı hafifletmek için 7 Ekim 2023'ten bu yana büyük bir çaba sarf ettiklerini söyledi.

Filistin İnsani Yardım Operasyonu kapsamında 50 bin tonu aşkın insani yardım malzemesini bölgeye ulaştırdıklarını belirten Küçük, AFAD'la koordinasyon halinde 11 yardım gemisini Mersin'den Mısır'a gönderdiklerini, 849 tır yüküne denk gelen bu yardımların yüzde 70'inin Gazze'ye ulaştığını aktardı.

BM verilerine göre Gazze'de operasyonel durumda olan 50 uluslararası insani yardım kuruluşundan biri olduklarının altını çizen Küçük, yardımların güvenli bir şekilde ihtiyaç sahiplerine ulaştığını sahadaki personellerinden ve Anadolu Ajansının geçtiği fotoğraflardan da görebildiklerini kaydetti.

Gazze'ye insani yardımların ulaştırılmasında karşılaşılan en büyük zorluğun sınır kapılarından geçişe izin verilmemesi olduğunu ifade eden Küçük, "Nisan ve Mayıs aylarında bölgeye günlük 150 ila 200 tır insani yardım malzemesi ulaşabiliyordu ancak Ağustos ayının ilk 10 gününde bu sayı ortalama 19 tıra kadar düştü. Mısır tarafında binlerce tır Gazze'ye girebilmek için 3 aydır bekliyor." dedi.

Temel ihtiyaçların gerçek anlamda karşılanabilmesinin sınır kapılarının açılması ve kalıcı bir ateşkes sağlanmasıyla mümkün olacağını söyleyen Küçük, insani yardım çalışanlarına yönelik saldırıların da sona ermesi çağrısında bulundu.

Bölgede temiz su, gıda ve sağlık hizmeti gibi en temel ihtiyaçların karşılanamaz hale geldiğini vurgulayan Küçük, Gazze'deki son duruma ilişkin şu verileri paylaştı:

"50 binden fazla çocuk akut yetersiz beslenmeye bağlı sağlık sorunu yaşıyor. 5 yaş altı 346 bin çocuk ile hamile veya emziren 160 bin kadının takviye gıdaya gereksinimi var. Nüfusun yüzde 90'ına denk 1,9 milyon kişi yerinden edilmiş durumda ve bu nüfusun tamamına yakını aşırı kalabalık ve altyapısı olmayan çadır kamplarında hayatını sürdürüyor. Bu yüzden bölgede çocuk felci dahil pek çok salgın hastalık halk sağlığını tehdit ediyor."

"Yardımlar devam eden felaketin ortasında gerçekleşiyor"

İHH Dış İlişkilerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Emre Kaya ise 2009'dan beri Gazze'de resmi temsilciliklerinin bulunduğunu ve eğitim, sağlık, aşevleri, su kuyuları açma gibi birçok alanda yardım çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.

Gazze'ye insani yardım ulaştırma konusunda AFAD ve Kızılay gibi kurumlarla işbirliği içinde hareket ettiklerini belirten Kaya, Mısır'dan temin ettikleri malzemeleri Refah sınır kapısı üzerinden Gazze'ye ulaştırdıklarını, bu malzemelerin dağıtımını da yine yereldeki İHH gönüllüleriyle gerçekleştirdiklerini anlattı.

Refah sınır kapısının 6 Mayıs'tan sonra kapanması üzerine yardım malzemelerinin ağırlıklı olarak İsrail kontrolündeki Kerem Şalom sınır kapısı üzerinden Gazze'ye sınırlı bir şekilde girdiğini aktaran Kaya, geçen hafta Mersin Limanı'ndan, 1700 tonun üzerinde yardım taşıyan bir gemiyi Ürdün'e gönderdiklerini ve oradan Gazze'ye insani yardım ulaştırmayı planladıklarını bildirdi.

Gazze'de en çok talep edilen malzemenin yakıt olduğuna dikkati çeken Kaya, "Gazze'nin elektrik altyapısı yok. Suya ulaşmak için insanların yakıta ihtiyacı var. Çünkü bir akar su, İsrail tarafından kesilmiş. Her tarafı abluka altında. İnsanların yer altı sularına ihtiyaçları var ve buna ulaşabilmesi için mazota, yani jeneratörleri çalıştırmak için yakıta ihtiyacı var. Aynı şekilde yakıt olması lazım ki hastanelerde elektrik olsun ve tedaviye ihtiyaç duymuş oldukları cihazlar çalışsın." diye konuştu.

Gazze'ye insani yardımların sürekli devam eden bombardıman altında ulaştırılmaya çalışıldığını vurgulayan Kaya, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Türkiye'deki 6 Şubat depreminden sonra, herkes bu acıyı hissetti ve yaraları sarmak için hep birlikte çalıştık. Gazze'de durum daha farklı. Düşünün ki deprem hiç durmamış, enkaz altında kalanlara ulaşmanıza izin verilmiyor. Gazze şu anda böyle bir durumla karşı karşıya. Sürekli devam eden bir kriz var. Bombardıman durmuyor. Evet, biz yardım yapıyoruz ama bu yardımlar devam eden bir felaketin ortasında gerçekleşiyor."

STK'ler AFAD ve Kızılay ile koordine halinde çalışıyor

Yeryüzü Doktorları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Uzm. Dr. Yahyahan Güney de Filistin'de 2000'li yıllardan beri birçok faaliyet gerçekleştirdiklerini söyledi.

Bölgede sağlık sistemini desteklemek, tıbbi malzeme temini ve fizik tedavi hizmetleri gibi birçok alanda çalıştıklarını bildiren Güney, "Şehir muhasara altında ve dış dünyadan her türlü malzeme ve hizmet girişi engelleniyor. AFAD öncülüğündeki çalışmalara katıldık, Refah sınır kapısından yoğun tıbbi malzeme, gıda ve hijyen malzemeleri gönderdik. Ancak Refah kapısı kapandı ve şu an sınırda bekleyen yardım malzemelerimiz var. Ne zaman, nerede, nasıl bir faaliyetle yardım edebiliyorsak onu yapmaya çalışıyoruz." şeklinde konuştu.

Beşir Derneği Güneydoğu Anadolu Bölge Müdürü Mehmet Arslan, 7 Ekim'deki sürecin başlamasıyla birlikte, AFAD ve Kızılay koordinasyonunda Ankara'da yapılan toplantılara katıldıklarını dile getirdi.

Arslan, "Yardımların sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için Mersin'de bir lojistik deposu kurduk. Türkiye'deki tüm yardımlar bu depoda toplandı ve Mersin Limanı'ndan Mısır'a gönderilen yardım gemilerine dahil olduk. İlk etapta hızlı tüketilebilecek gıda malzemeleri, temizlik ve hijyen ürünleri, sağlık malzemeleri gibi ürünler ön plandaydı. Beşir Derneği olarak bu yardımların organize edilmesine katkı sağladık ve yaklaşık 9 iyilik gemisini uğurladık. Bu yardımlar Mersin Limanı'ndan Mısır'a, oradan da Gazze'ye ulaştırıldı." dedi.

Sadakataşı Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Özdal, hali hazırda bölgeye insani yardımları iki şekilde ulaştırabildiklerini belirterek, "Biri Ürdün kapısı üzerinden çeşitli aracı kurumlar vesilesiyle bölgeye ulaşan yardımlar, diğeri Gazze'ye ticari amaçlı malzemelerin kısmen de olsa girişine izin veren İsrail'in uyguladığı savaş ekonomisi politikaları." diye konuştu.

Gazze'de yaklaşık 2,5 milyon insan yaşadığını ve bu insanların sürekli barındıkları yerleri değiştirmek zorunda kaldığını dile getiren Özdal, "Savaşın başında açık olan Mısır Kapısı üzerinden, insani yardım ve ticari amaçlı az miktarda da olsa yardımlar Gazze'ye ulaşabiliyordu ve biz de bu yardımları ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyorduk. Ancak, İsrail beklediği sonucu elde edemeyince açlığı bir silah olarak kullanmaya başladı ve insani yardımların girişini neredeyse tamamen kısıtladı." değerlendirmesinde bulundu.

Deniz Feneri Derneği'nden yapılan açıklamada ise Gazze'ye Ürdün üzerinden satın alma yapılarak gıda kolileri, un, temizlik ve hijyen malzemelerinin ulaştırıldığı bildirildi.

Açıklamada, derneğin lojistik maliyetler ve uzun teslim sürelerine rağmen yardımlarını kesintisiz sürdürdüğü kaydedildi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.