İsrail'in Gazze'ye Düzenlediği Saldırılarda Can Kaybı 10 Bin 569'a Yükseldi

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana abluka altındaki Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda öldürülen Filistinlilerin sayısı, 4 bin 324'ü çocuk olmak üzere 10 bin 569'a yükseldi.

İsrail ordusuna ait savaş uçakları ve topçuları, Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine yoğun saldırılarını sivil hassasiyeti gözetmeden savaşın 33'üncü gününün de aralıksız sürdürdü.

Filistin haber ajansı WAFA ve bölgeden gelişmeleri anlık aktaran güvenlir kaynakların bildirdiğine göre, İsrail hava saldırıları, Gazze'nin Nusayrat Mülteci Kampı, Şeyh Zayid Konutları, Tel el-Heva bölgelerinde yoğunlaşırken, Şatı Mülteci Kampı ise hava saldırılarının yanı sıra topçu atışlarının da hedefi oldu.

Nusayrat Mülteci Kampı'ndaki Vehbe Ailesi'nin evini hedef alan İsrail hava saldırısı sonucu, çok sayıda Filistinli hayatını kaybetti. Saldırıda yaralananlar, Aksa Şehitleri Hastanesine kaldırıldı. Evin enkazından henüz çıkarılmamış kişilerin olduğu belirtildi.

Gazze'nin kuzeyinde Endonezya Hastanesi yakınlarındaki Şeyh Zayid Konutları da İsrail savaş uçaklarının hedefi oldu.

Şatı Mülteci Kampı ve Muhabarat Konutları yakın çevresi, aydınlatma fişekleriyle eş zamanlı olarak İsrail savaş uçakları ve topçularının roket ve bombalarıyla gece boyu sarsıldı.

Gazze'de, Şehd kentinin güneybatısında bulunan Tel el-Heva Mahallesi'ndeki sivillerin oturduğu evler İsrail savaş uçaklarının bombardımanına maruz kaldı. Saldırılarda ölü ve yaralıların olduğu ifade edildi.

İsrail'in Gazze'ye bombardımanı devam ederken çeşitli bölgelerde ilerlemeye çalışan İsrail kara birlikleri el-Kassam Tugaylarının direnişiyle engellendi.

Hamas Hareketi'nin Telegram sayfasından verilen bilgilere göre, kentin kuzeybatı ve güneybatısında yoğun çatışmalar yaşandı. Tel el-Heva bölgesinde bir İsrail askeri aracı hedef alındı.

Filistin direnişinin Şatı Mülteci Kampı sahillerinde bir İsrail hücum botunu bombaladığı belirtildi.

El Aksa Şehitleri Tugayları, kendilerine bağlı savaşçılarının Şeyh Rıdvan bölgesinin batısında bir İsrail askeri aracını roketle imha ettiklerini ve işgal güçleriyle girdikleri çatışmada İsrail saflarında yaralılar olduğunu açıkladı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.