İstanbul'da Ramazan'da Gezilecek Yerler

İstanbul'da bulunan Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri, Eyüp Sultan Hazretleri ve Hazreti Yuşa türbeleri, Ramazan ayında vatandaşların en sık ziyaret ettiği mekanların başında yer alıyor.

Vatandaşlar türbe ziyaretlerinde, Ramazan'ın manevi atmosferinde Kur'an-ı Kerim okuyup, dua ediyor. Özellikle kadın ziyaretçilerin çokluğu dikkat çekiyor.

EYYÜB EL-ENSARİ HAZRETİ MUHAMMED'E (S.A.V.) MİHMANDARLIK ETTİ

Geçen yıl restorasyonu tamamlanan Eyüp Sultan Türbesi de İstanbul'da en çok ziyaret edilen mekan olma özelliğini sürdürüyor.

Hazreti Muhammed (s.a.v.) ile aynı soydan gelen Ebu Eyyüb el-Ensari adına Fatih Sultan Mehmet döneminde yapılan türbeye, geçmişten bugüne ziyaretçiler büyük ilgi gösteriyor.

Ebu Eyyüp el-Ensari, Hz. Peygamber ve Müslümanların Mekke’den Medine’ye hicretinden iki yıl kadar önce, miladi 620'de eşi Ümmü Eyyüb ile Medine'de Müslümanlığı ilk kabul edenlerden oldu.

eyup_sultan_anma2

Hazreti Muhammed (s.a.v.), Medine'ye hicretinin ardından, kendisini ağırlamak isteyen Medinelileri kırmamak için devesini serbest bıraktı ve devesi kimin evinin önünde çökerse orada konaklayacağını söyledi. Deve Kusva, Eyyüp el-Ensari'nin evinin önünde çöktü. Böylelikle Ebu Eyyüb el-Ensari, 7 ay boyunca Hazreti Muhammed'i ağırlama onuruna erişti.

Hazreti Muhammed (s.a.v.), Mescid-i Nebevi'nin ve evinin yapımı bittikten sonra da kendi evine taşındı. Ancak kendisine yaptıkları hizmet sebebiyle Ebu Eyyüb ve eşini hiçbir zaman unutmadı. Ebu Eyyüp el-Ensari, Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarına katıldı. Hayber, Mekke ve Taif'in fethinde de bulundu. Bu savaşlar esnasında zaman zaman Hazreti Muhammed'in korumalığını yaptı. İslamın ilk dönemlerinde az sayıdaki okur-yazardan biri olan Ebu Eyyüb, vahiy katiplerindendi.

Fatih Sultan Mehmed, kabrin üzerine bir türbe yapılmasını emretti. Böylece 1453 yılında, bugün ziyaret edilmekte olan türbe inşa edilmiş oldu. Yapılan türbe orijinal haliyle günümüze ulaşırken o devre ait bütün mimari özellikleri taşıyor.

AZİZ MAHMUD HÜDAYİ TÜRBESİNİ GELİP GÖRMEK FARKLI

Bu tür yerlerin sadece Ramazan'da değil, diğer zamanlarda da unutulmaması gerektiğini belirten Cansu, "Her gün bir Fatiha okursak, buraya gelmemize bile gerek kalmaz ama tabii ki gelip görmek daha farklı" dedi.

aziz_mahmud_hudayi_hazretleri_kimdir

Hocalarından Nazırzade Ramazan Efendinin özel ilgi gösterdiği, genç yaşta tefsir, hadis, fıkıh ve zamanın fen ilimlerinde alim olan Mahmud Hüdayi, bir taraftan hocası Ramazan Efendiye yardım ederken, diğer yandan da Halveti yolunun şeyhlerinden Muslihuddîn Efendinin sohbetlerine katılarak tasavvuf yolunda ilerlemeye çalıştı.

Edirne, Mısır, Şam ve Bursa'da kadılık ve müderrislik yaptı. Mısır'da Halveti şeyhlerinden Kerimüddin'den ders alarak, tasavvuf yolunda yetişmeye çalıştı. Bursa’da Muhammed Üftâde'den feyz aldı. Üftade Hazretleri'nin müridi ve halifesiydi.

HZ. YUŞA TÜRBESİ RAMAZAN'DA ÇOK ZİYARET EDİLİYOR

Beykoz ile Anadolu Kavağı arasındaki Boğaz'a hakim bir tepede bulunan Hz. Yuşa Türbesi Ramazan'da en çok ziyaret edilen türbeler arasında yer alıyor.

yusa_hazretleri

Yuşa Tepesinde aynı tepeyi türbe ile bir de cami paylaşıyor. Türbe girişinde tepeyle ilgili Beykoz Müftülüğünce hazırlanan detaylı bilgilerin yer aldığı tabela bulunuyor. Tabelada, tarihin ilk dönemlerinden itibaren tepenin mübarek bir yer olarak kabul edildiği ve çeşitli uygarlıkların kendi dinlerinin mabetlerini burada inşa ettirdiği belirtiliyor.

Osmanlı döneminde Sadrazam Yirmisekiz Çelebizade Mehmet Sait Paşa tarafından 1755 tarihinde tepeye bir mescit yaptırıldığı, daha sonra mescidin yangın geçirdiği ve 1863 yılında Sultan Abdülaziz döneminde yeniden aynı biçimde restore edildiği kaydediliyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • güzel bir yazı olmuş tebrik ediyorum.

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.