İstanbul'un Yedi Tepesi

'Yedi Tepe İstanbul' söylemi bütün İstanbul ahalisi tarafından bilinen ve belki sayılmak istendiğinde hatıra gelmeyecek noktalarda meskûndur. Genellikle İstanbul'un tepeleri olarak kast edilenin Çamlıca, Aydos, Yakacık gibi yerler olduğu düşünülür fakat bu tepelerin sur içi İstanbul'unda bulunduğu ve önce Bizans daha sonra Osmanlı dönemlerinden beri şiirlere konu olduğu çok az insan tarafından bilinmektedir. Sur dışındaki bölgeler, örneğin; Galata, Eyüp, Üsküdar, Pera, Kadıköy gibi yerler kendi isimleriyle adlandırılmakla beraber gerçek İstanbul'dan maksat Fatih'in fethettiği ve kendi adıyla yaşayan bugünkü Fatih bölgesidir. İşte Necip Fazıl ve Nazım Hikmet gibi münevverlerimizin şiirlerine konu olan İstanbul'un Tepeleri...

1- BİRİNCİ TEPE: TOPKAPI SARAYI

5888c75fecb351784f9fa6a7785ab259_big_r

Ayasofya, Aya İrini, İbrahim Paşa Sarayı, At Meydanı, Topkapı Sarayı ve Sultan Ahmet cami gibi yapıların bulunduğu, İstanbul’un simgesi haline gelen ve ayak basan her turistin mutlaka sabırsızlıkla gezip gördüğü en önemli tepe burasıdır.

2- İKİNCİ TEPE: ÇEMBERLİTAŞ

64eeabb90785033ea37cff724688cb74_big_r

Çemberlitaş, Kapalı Çarşı ve Nuruosmaniye Cami gibi yapıların bulunduğu bu tepenin tarihi en önemli eseri Çemberlitaş sütunudur. Osmanlılar ise fetih sonrası buraya önem vererek bu tepeye Firuzağa Camisi, Kapalıçarşı, Çemberlitaş Hamamı, Çorlulu Ali Paşa Camisi ve medresesi, Nuruosmaniye Camisi ve Çarşısı gibi yapıları yaptırdı.

3- ÜÇÜNCÜ TEPE: SÜLEYMANİYE CAMİİ

5be58dd79276f10f4814f487c1626f9b_big_r

Bu tepede yer alan anıt eserlerin başında, Mimar Sinan eseri olan 1557 tarihli Süleymaniye Camisi gelir. Tepede, Beyazıt Camisi, İstanbul Üniversitesi, Laleli Camisi, Çukurçeşme Hamamı, Süleymaniye Külliyesi, Mimar Sinan Türbesi ve Zeyrek Camisi bulunuyor.

4-DÖRDÜNCÜ TEPE: FATİH CAMİİ

c5a03f82f3bb5a73d61882de804f9bcc_big_r

Kentin en yüksek noktalarından birisi olan bu tepedeki başlıca eserler, Fatih Camisi ve Bozdoğan Kemeri'dir. Bizans ve Osmanlı dönemlerinde bu alan yüksekliği ile önem arz ederek en prestijli anıtların yapılmasına neden oldu. Fatih döneminde yapılan Fatih Camisi ve külliyesi ile tepe Osmanlı simgesi oldu.

5- BEŞİNCİ TEPE: YAVUZ SELİM CAMİİ

25e83b1dc572164c05d09452b49e6558_big_r

Denizden 50 metre yükseklikteki beşinci tepe'de Osmanlının en meşhur aynı zamanda en meçhul padişahının adına yapılan Yavuz Selim Cami bulunuyor. İnşaatı kendisi hayatta iken başladı fakat o öldükten sonra oğlu Kanuni devam ettirerek 1521 yılında tamamlandı. 

6- ALTINCI TEPE: MİHRİMAH SULTAN CAMİİ

1de9646e6d33102350d8933e12f6999a_big_r

Dördüncü tepenin devamında yer alan bu nokta'da kentin en yüksek seviyesi olan 70. metreye ulaşılır.  Osmanlılar döneminde Kanuni'nin kızı tarafından yaptırılan Mihrimah Sultan Camisi ile bu tepenin önemi gösterilir. Baldırı çıplak bir kaşıkçının bulduğu ve Kaşıkçı Elması olarak anılan mücevherin bu tepede yer alan Eğrikapı Çöplüğü'nde bulunduğu rivayet edilir.

7- YEDİNCİ TEPE: HASEKİ SULTAN KÜLLİYESİ

0e7e96959db67c0dc27fcaa7e3506ba5_big_r

Diğer bütün tepelerden coğrafi olarak ayrılarak Marmara denizine yönelen bu tepe, denizden 70 metreye kadar yükselir. Hürrem Sultan tarafından yaptırılan Haseki Sultan Cami, Haseki Külliyesi ve Bayrampaşa mescidi bu tepeye yapılarak Osmanlı döneminde önemli yer tutmuştur.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.