İstibra ve İstinca ile İlgili Hadisler

İdrardan sonra taharet gerekir mi? İstibra ve istinca (idrardan temizlenme) ile ilgili hadisler...

- İbn Abbas radıyallahu anh’dan rivâyet edildiğine göre:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem iki kabre rastladı, “Dikkat ediniz! Bu kabirlerin içindekiler azab olunuyorlar ama (halk arasında) büyük (sayılan) günah(lar)dan dolayı değil. Şu (kabrin sahibi) idrarından sakınmazdı, şu da (insanlar arasında) koğuculuk ederdi” buyurdu.

Sonra yaş bir hurma dalı istedi. (Getirdiler) onu ikiye böldü, parçanın birini kabrin birine, öbürünü de diğerinin üstüne dikti ve “Bu dallar kuruyuncaya kadar azablarının hafifletilmesi umulur,” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Taharet, 11/20; Buharî, Kitâb’ul-Vudu, b. 57, c. 1, s. 60; Müslim, Kitâb’ut-Tahâret, b. 34, n. 292, c. 1, s. 240; Neseî, Kitâb’ut-Tahâret, b. 5, c. 1, s. 35, n. 39; İbn-i Mâce, Kitâb’ut-Tahâret, b. 26, s. 125, n. 347, c. 1; Tirmizî, Ebvâb’u-Tahâret, b. 53, n. 70, s, 102, c. 1; Tirmizî, Ebvâb’u-Tahâret, b. 53, n. 70, s. 102, c. 1)

Râvi Hennad rivâyetinde sakınmazdı (yestenzihü) yerine örtünmezdi (yestetiru) demiştir.

Hadisin Açıklaması

Rabbımız peygamberlere mucize vermiştir. Onunla kabirdeki ölülerin ne durumda olduğunu bilirler.

Peygamberlerin ümmetleri arasından keramete ermiş olanlar da ölülerin durumunu bilebilirler. İşte Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bu iki kabirde yatanların durumuna muttali olmuş ve onların azab olunduklarını haber vermiştir.

Aslında söz taşımak haramdır. İdrar ise büyük pisliklerdendir. Ama bunlar, insanlar arasında küçümsenir. Bu iki kabrin sahiblerinin bu yüzden azab olundukları bildirilerek, bunların küçümsenecek günahlar olmadığı, sonuç itibarı ile her ikisinin de kabir azabına sebeb olacakları bildirilmiştir.

Kabir üzerine yaş bir hurma dalının, ikiye bölünerek dikilip, bunlar yaş bulunduğu müddetce azablarının hafiflemesi umulur buyrulmasına gelince:

Alemde her ne varsa, hal dili ile Rabbımızı tesbih ederler, bilhassa yaş otların ve yaş ağaçların tesbihi devamlıdır. Kabirler üzerinde bulunan yaş ot ve ağaçların tesbihi sebebi ile altındaki ölülerin azabı hafifletilir. (Bezl’ül-Mechûd c. 1, s. 55) İşte bunun içindir ki, kabristanlarda bulunan yaş ot ve ağaçları koparmak yolmak, kesmek mekruhtur. Bu hadis-i şerif; ehl-i sünnet için kabir azabının varlığına naklî delildir.

***

- İbn Abbas radıyallahu anh’dan:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den geçen hadisin manâsı rivâyet olunarak “İdrarından sütreye riayet etmezdi (gizlenmezdi) dedi.”

Ebû Muaviye rivâyetinde:

“Sakınmazdı,” dedi. (Ebû Dâvûd, Taharet, 11/21; Buharî, Kitâb’ul-Vudu, b. 57, c. 1, s. 60; Müslim, Kitâb’ut-Tahâret, b. 34, n. 292, c. ,s. 240; Tirmizî, Ebvâb’ut-Tahâret, b. 53, n. 70, c. 1, s. 102; Neseî, Kitâb’ut-Tahâret, b. 3, N, 37, c. 1, s. 35; İbn-i Mâce Kitâb’ut-Tahâret, b. 26, n. 347, c. 1, s. 125)

Hadisin Açıklaması

Bu hadisin rivâyetlerinden biri küçük abdest bozarken idrarından korunmazdı veya o esnada tesettüre riayet etmezdi manasında “la yestetiru min bevlihi” şeklinde rivâyet edilmiştir.

Diğer bir rivâyette ise:

– Ufak abdestte üstünü başını idrardan sakınmadı manasını ifade eder. “la yestenzihu min bevlihi” şeklinde gelmiştir. Bu iki rivâyet de manâ itibariyle uygundur. Abdest bozarken avret mahallini açmak haram olduğu gibi idrar sıçratmak da sakıncalıdır.

***

Abdurrahman bin Hasene radıyallahu anh’den rivâyete göre:

– Ben ve Âmr İbn’ül-As Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e gittik. Elinde Deraka (deriden yapılmış kalkan) ile çıktı, onunla örtünerek küçük abdestini bozdu. (Biz kendi aramızda) Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e bakın (sakınarak) kadınlar gibi bevlediyor dedik.

Söylediklerimizi işitti ve bize:

“İsrail oğullarının arkadaşının başına geleni bilmiyor musunuz? Onların elbiselerine idrar bulaşınca idrar dokunan yeri keserlerdi. (Arkadaşları bu titizlikten) Onları nehyetti de kabrinde azabolundu,” buyurdu.

Ebû Dâvud dedi ki:

Mansur, Ebû Vâil’den o da Ebû Musâ’dan şu hadisin rivâyetinde “Onlardan birinin derisine idrar bulaşırdı” demiştir. (Ebû Dâvûd, Taharet, 11/22)

Asım ise, Ebû Vâil’den ve O’da Ebû Musâ’dan O’da Rasûlullah’tan rivâyet ederek: “Onlardan birinin cesedine” idrar bulaşırdı, demiştir. (Neseî Kitâb’ut-Tahâret, b. 5, n. 30, c. 1, s. 34; İbn-i Mâce, Kitâb’ut-Tahâret, b. 14, n. 309, c. 1, s. 192)

Hadisin Açıklaması

Bu hadis-i şerif haramı terk etmek isteyenlere mani olup, haramda ısrarlarına sebep olanların azap olunacağını haber veriyor. İsrailoğullarında geçen bir vak’a buna misâl teşkil ediyor. İdrarın büyük pisliklerden olduğunu bilip ondan temizlenenlere mani olanlara da azap olunacaktır.

Mani olanlara azap olunursa, kendi iradesiyle temizlenmeyenlere de kabirde azap olunacağı tabiîdir.

Hadisin bir rivâyetinde, “onlardan birinin derisine idrar bulaştığı zaman” diye rivâyet edildiği halde, diğer rivâyetinde “onlardan birisinin cesedine idrar bulaştığı zaman” diye rivâyet edilmiştir.

Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

İSTİBRA VE İSTİNCA NASIL YAPILIR?

İstibra ve İstinca Nasıl Yapılır?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.