İstişare Nedir? İstişare Ne Demek?
İstişare: Birinin veya bir heyetin fikrine müracaat etme; fikrini, görüşünü alma; danışma anlamına gelmektedir.
İSTİŞARE KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER
Kâbe hakemliği esnâsında O’nun geldiğini görenler “el-Emîn geliyor!” diyerek sevinmiş ve her hususta kendisine îtimâd ederek O’nunla istişare etmişlerdir. Uğrunda canını, malını ve her şeyini fedâ eden ashâb-ı kirâm kadar, O’nun canına kasteden hasımları da Peygamber Efendimiz’in emînliği hilâfına bir şey söyleyememişlerdir.
Peygamberler emîn oldukları gibi, onlara vahiy getiren Cebrâîl - aleyhisselâm- da emîndir. Nitekim Cenâb-ı Hak:
“O (Kur’ân-ı Kerîm), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş’ın sâhibi (Allâh’ın) katında îtibarlı bir elçinin (Cebrâîl’in) getirdiği bir sözdür. O, kendisine itaat edilen, emîn bir elçidir.” (et-Tekvîr, 19-21) buyurmaktadır. Dolayısıyla vahiy, semâdaki Emîn vâsıtasıyla yeryüzündeki Emîn’e inzâl buyrulmaktadır.
Müşrikler, istişare meclisleri olan Dâru’n-Nedve’de toplanmışlar ve Rasûli Ekrem Efendimiz’i öldürmeye karar vermişlerdi. Bunun için de, aralarından cesur, bahadır ve sert tabiatlı biri olan Ömer bin Hattâb’ı seçip göndermişlerdi. Ömer, Âlemlerin Efendisi’ni öldürmek kastıyla gâfilâne bir şekilde yola çıktı. Yolda Nuaym bin Abdullâh -radıyallâhu anh-’a rastladı.
Rasûlullah r Efendimiz bir gün ashâb-ı kirâma kıyâmetten bahsetmişti. Onlar da çok duygulanıp ağladılar. Sonra içlerinden on kişi Osman bin Maz’ûn’un evinde toplandı. Yaptıkları istişare neticesinde, bundan böyle dünyadan el-etek çekmeye, kendilerini hadım ettirmeye, gündüzlerini oruçla, gecelerini de sabaha kadar ibadetle geçirmeye, et yememeye, hanımlarına olan alâkayı azaltmaya, güzel koku sürmemeye ve yeryüzünde gezip dolaşmamaya karar verdiler.
Hazret-i Ali (r.a) buyurur:
“Seni yoksulluğa düşmekle korkutarak iyilik yapmana mânî olan cimriyi, büyük işler karşısında azmini kıracak korkağı ve gözünü hırs bürümüş kimseleri istişare heyetine alma!”
YORUMLAR