İsveç'te, İsrail'in Gazze Şeridi'ne Yönelik Saldırıları Protesto Edildi

İsveç'in başkenti Stockholm'de toplanan binlerce kişi, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarına tepki gösterdi.

Çok sayıda sivil toplum kuruluşunun çağrısıyla Stockholm'deki Odenplan bölgesinde toplanan yaklaşık 3 bin gösterici, İsrail'in Gazze'de işlediği savaş suçunun derhal durdurulmasını istedi.

Göstericiler, "Özgür Filistin, Özgür Gazze", "Soykırımı durdurun", "İsrail'e boykot" yazılı pankartlar taşıdı.

Göstericiler, "Gazze'de çocuklar öldürülüyor", "Filistin'e özgürlük" sloganlarıyla Raoul Wallenberg Meydanı'na yürüdü.

Filistin bayrakları taşıyan göstericiler, "İsrail'in işlediği savaş suçlarına ABD'nin ortak olduğunu" belirtti.

"Tavır almamak sizi, devam eden soykırımı kolaylaştırmaktan suçlu kılar"

Gösteriye katılan Uppsala Üniversitesi Dinler Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mattias Gardell, AA muhabirine, "Gazze'deki Filistinlilere yönelik mevcut soykırım, günümüzün belirleyici meselesidir. Tavır almamak sizi, devam eden soykırımı kolaylaştırmaktan suçlu kılar." dedi.

Gazze'de süren "soykırımın" insanlığa karşı bir suç olduğunu vurgulayan Gardell, şöyle devam etti:

"Bu, insanlık tarihindeki ilk canlı yayın soykırımdır ve İkinci Dünya Savaşı sırasında Yahudi ve Romanlara yönelik soykırım ya da Amerika'nın keşfi gibi önceki büyük olaylar kadar büyüktür. Bu, dünyanın bundan sonra aynı olmayacağı zamanları tanımlıyor. Dolayısıyla bu, durdurulması tüm dünya insanlarının sorumluluğunda olan bir mesele."

Gardell, İsrail'in saldırılarının uluslararası hukuk açısından kınanmasına rağmen mahkemelerin ve kuruluşların herhangi bir yaptırım uygulamaması nedeniyle devam edebildiğine dikkati çekerek, "Eğer İsrail, mahkeme (Uluslararası Adalet Divanı) ve Güvenlik Konseyi de dahil olmak üzere bir dizi Birleşmiş Milletler sözleşmesi, söylemi ve kararı tarafından alınan kararlara uymak zorunda olsaydı ve ardından bunu kararlara uymayı reddettiğinde yaptırımlar izleseydi, bunlar gerçekleşmezdi." diye konuştu.

"Mevcut İsveç hükümetinden çok utanıyorum"

Tarih boyunca soykırımların yaşanmasına rağmen hiçbirinin başarılı olamadığını dile getiren Gardell, "Ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışsalar da en iyi bilimsel standartları kullansalar da ya yaşananlara sessiz kalan ya da doğrudan suç ortaklığı yapan en güçlü Batılı devletlerden destek alsalar da başarılı olabileceklerini sanmıyorum." ifadesini kullandı.

Gardell, İsrail'in Gazze'ye saldırılarına karşı İsveç hükümetinin takındığı tavra tepki göstererek, "İnsan hakları konusunda konuşmaya cesaret edemeyen mevcut İsveç hükümetinden çok utanıyorum. Sosyal adaletten, kanun ve düzenden, insan haklarından bahsedip hiçbir şey yapmamaları beni utandırıyor." dedi.

"(Ayşenur Ezgi Eygi'nin öldürülmesi) Bu bir cinayettir, suikasttır"

Gardell, İsrail'in 6 Eylül'de işgal altındaki Batı Şeria'da öldürdüğü Ayşenur Ezgi Eygi'nin barış yanlısı Uluslararası Dayanışma Hareketinin (ISM) bir parçası olduğuna işaret ederek, "İlk kez bir ISM gözlemcisini öldürmüyorlar, 2003 yılında Rachel Corrie öldürüldü." diye konuştu.

"Bu bir cinayettir, suikasttir." diyen Gardell, katillerin tespit edilip yargılanması gerektiğini vurguladı.

"Netanyahu ve tüm generallerinin sonu Lahey'deki uluslararası mahkemede olmalı"

Bir diğer gösterici Yahudi asıllı aktivist Dror Feiler de İsrail'in işgalini ve şiddetini protesto etmek için toplandıklarını belirterek, "Ve şimdi özellikle bir Türk Amerikan vatandaşı, bir kadın, bir aktivist vurularak öldürüldüğünde (İsrail şiddeti) daha da gerçek hale geldi." değerlendirmesinde bulundu.

Eygi'nin öldürülmesinin 2010'da şahit olduğu 10 Türk aktivistin İsrail ordusu tarafından vurularak öldürüldüğü olayı hatırlattığını dile getiren Feiler, "Ancak İsrail tarafından öldürülen dünyadaki diğer vatandaşların sayısı, sırf Filistinli oldukları için, sırf Gazze'de bulundukları için öldürülen onlarca, binlerce Filistinli sivilin, savaşmayan çocukların, kadınların ve yaşlıların yanında hiçbir şeydir." dedi.

Feiler, Gazze'ye yönelik saldırıların "hiçbir nedeni olmadığını ve buna son vermenin zamanı geldiğini" belirterek, İsrail'e silah yardımı yapan ABD ve Batılı ülkelere şu sözlerle tepki gösterdi:

"Aslında bunun sona ermesi bize, Avrupa'ya, Batı dünyasına, ABD'ye çok bağlı. İsraillilere her gün verdikleri ölümcül silah desteğini kesmeliler ve aynı zamanda 'Bunların yaşanmasından dolayı çok üzgünüz.' demeliler. Onların üzgün olup olmamaları umurumuzda değil. (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu ve tüm generallerinin sonu, (Slobodan) Miloseviç gibi Lahey'deki uluslararası mahkemede olmalı."

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.