İtalya'da Bir Türk Köyü

Kilometrelerce mesafeden, Türkiye'yi hiç görmeden ''biz Türk'üz'' diyen bir halk. Osmanlı bayrakları ve Türk bayraklarıyla donatılan bir şehir. Rione Turchia adıyla bilinen Türk Bölgesi: Moena Köyü.

“RİONE TURCHİA” ADI NEREDEN GELİYOR?

1683 yılı Viyana Kuşatması'nı gerçekleştiren Serdar-ı Ekrem Merzifonlu Kara Mustafa Paşa kumandasındaki Osmanlı ordusu başarılı olamamıştı. Bir rivayete göre 332 yıl önce olan bu savaş, donmak üzere olan bir yaralı yeniçeri, İtalya'da küçük bir koy durumunda olan Moena'ya sığınır. Köylülerin yardım etmediği askere bir kadın sahip çıkar. Bir süre sonra Osmanlı kimliği köye yerleşir ve asker ''El Turco'' adını alır. İkinci rivayet ise Merzifonlu Kara Mustafa Paşa bu yeniçerilinin idam edilmesini emreder. Değerli bir askerin yok olmasına razı olmayan yeniçeri ağası ise Balaban'ın kaçmasına yardım eder.

049eab23ea3d0dfe715d4686cd51906e_big_r

EL TURCO: YANİ, "HASAN"

İsmi Hasan olan yeniçeri, diğer askerlerden daha güçlü, kuvvetli olması sebebiyle ''Balaban'' lakabını alır. Balaban, Sultan Dördüncü Mehmed ve Veziriiazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa devrinde önemli başarılar elde eden bir subaydır. Rus, Alman ve İtalyan dillerine hakim olan Balaban; Venedik, Berlin, Roma ve Viyana gibi Avrupa'nın birçok ülkesini gezdi.

71a3686196dc924009380ce70ebe0fc1_big_r

ZULME KARŞI DURAN BİR CENGÂVER

Belinde kılıç, başında sarığıyla Osmanlı örf ve adetini sürdüren yeniçeri, kısa sürede Moena köyünün en zengini olur. El Turco huzur içinde bir hayat sürerken Alman derebeyleri, köyü talan ederler. El Turco bu durumu çok içerler. Bir süre sonra Ausburg Dükalığı'nın adaletten uzak vergi düzenine karşı isyan eder ve köylüleri de bu haksız vergi düzenine karşı etrafında toplar. El Turco, bu adil olmayan düzeni lehine çevirir ve köylüler bu düzeni adil hale getiren yeniçeriyi baş üstünde tutar.

49bc1e0868aa2caf0657d2de7afce1a8_big_r

ÜÇ ASIRDAN BU YANA DEVAM EDEN GELENEK

Yeniçerinin ölümü üzerine uzun bir süre yas tutan Moenalılar, her sene Ağustos ayında El Turco için geleneksel anma törenleri düzenliyor. Bir süre tören halinde düzenlenen bu etkinlikler bir festivale dönüşür.

italyada_turk_koyu2

FESTİVALİN EN YAŞLISI

Günümüzde El Turco'nun anısına yapılan bu festival sırasında köyün her tarafı bayraklarla donatılıyor. Belediye başkanı dahil herkes Osmanlı gibi giyinen yeniçeri kıyafetli askerlerle omuz omuza sokaklarda dolaşıyor. Topluluğun en önünde ise El Turco'yu temsilen köyün en yaşlısı yürüyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.