İtikâf Ne Kadar Süreyle Olur? Bir Günlük İtikâf Geçerli midir?

İtikâf ne kadar süreyle olur? Bir günlük itikâf geçerli midir? Sünnet-i müekkede olan itikaf hangisidir? Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Hamdi Yıldırım cevaplıyor.

İtikâf ibadeti, isterse bir günlüğüne olsun yapılabilir. Hatta Hanefî mezhebinde İmam Ebû Yusuf’a göre, bir saatliğine dahi itikâfa girmek mümkündür. Ancak itikâfın sünnet olan şekli, Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm’ın Ramazan ayının son on gününde yaptığı şeklidir. Yani Efendimiz, Ramazan’ın 20. gününün akşam namazından itibaren camiye çekilir ve bayramdan bir gün önce, arefe günü akşam namazına kadar camide kalırdı. Bu şekilde yapılan itikâf, sünnet-i müekkededir ve buna dikkat etmek gerekir.

Bunun dışında, çalışan kardeşlerimiz için hafta sonları ya da müsait oldukları kısa zaman dilimlerinde de itikâf yapılabilir. Mesela cuma günü gelip, pazar akşamına kadar camide kalabilir veya sadece bir günlüğüne niyet ederek itikâfa girebilirler. Hatta hiç olmazsa camiye her giriş çıkışta itikâfa niyet edilmesi, inşâAllah sevap kazanmaya vesile olur. Cenâb-ı Allah’ın rahmeti geniştir, ihsanı boldur; niyetlere göre amel eder, kabul buyurur.

Ancak burada önemli bir noktaya daha değinmek gerekir: Her mahallede, mahallenin camisinde Ramazan’ın son on gününde hiç olmazsa birkaç Müslümanın itikâfa girmeye niyet etmesi önemlidir. Çünkü bu sünnetin mahallede ihya edilmesi, o bölgedeki diğer mü’minleri de sorumluluktan bir nebze kurtarır, sevabına onları da ortak eder.

Dolayısıyla, birbirimizi bu konuda teşvik etmeliyiz. İmkânı olan kardeşlerimiz bu ibadete özen göstermelidir. Dediğim gibi, ister 10 gün, ister 3 gün, isterse 1 gün; itikâfa girilebilir. Asgari olarak 24 saatlik süre uygun görülse de, Hanefî mezhebinden Ebû Yusuf Hazretleri rahmetullahi aleyh der ki: “Bir anlık bile olsa camiye giriş çıkışta itikâfa niyet edilirse, bu da inşâAllah itikâf sevabı kazandırır.” Bu güzel fırsatları ihmal etmeyelim.

 

İslam ve İhsan

İTİKAF NEDİR? İTİKAF İLE İLGİLİ HADİSLER

İtikaf Nedir? İtikaf İle İlgili Hadisler

İTİKAF NEDİR, NASIL YAPILIR?

İtikaf Nedir, Nasıl Yapılır?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.