İtikâf ibadeti, isterse bir günlüğüne olsun yapılabilir. Hatta Hanefî mezhebinde İmam Ebû Yusuf’a göre, bir saatliğine dahi itikâfa girmek mümkündür. Ancak itikâfın sünnet olan şekli, Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm’ın Ramazan ayının son on gününde yaptığı şeklidir. Yani Efendimiz, Ramazan’ın 20. gününün akşam namazından itibaren camiye çekilir ve bayramdan bir gün önce, arefe günü akşam namazına kadar camide kalırdı. Bu şekilde yapılan itikâf, sünnet-i müekkededir ve buna dikkat etmek gerekir.
Bunun dışında, çalışan kardeşlerimiz için hafta sonları ya da müsait oldukları kısa zaman dilimlerinde de itikâf yapılabilir. Mesela cuma günü gelip, pazar akşamına kadar camide kalabilir veya sadece bir günlüğüne niyet ederek itikâfa girebilirler. Hatta hiç olmazsa camiye her giriş çıkışta itikâfa niyet edilmesi, inşâAllah sevap kazanmaya vesile olur. Cenâb-ı Allah’ın rahmeti geniştir, ihsanı boldur; niyetlere göre amel eder, kabul buyurur.
Ancak burada önemli bir noktaya daha değinmek gerekir: Her mahallede, mahallenin camisinde Ramazan’ın son on gününde hiç olmazsa birkaç Müslümanın itikâfa girmeye niyet etmesi önemlidir. Çünkü bu sünnetin mahallede ihya edilmesi, o bölgedeki diğer mü’minleri de sorumluluktan bir nebze kurtarır, sevabına onları da ortak eder.
Dolayısıyla, birbirimizi bu konuda teşvik etmeliyiz. İmkânı olan kardeşlerimiz bu ibadete özen göstermelidir. Dediğim gibi, ister 10 gün, ister 3 gün, isterse 1 gün; itikâfa girilebilir. Asgari olarak 24 saatlik süre uygun görülse de, Hanefî mezhebinden Ebû Yusuf Hazretleri rahmetullahi aleyh der ki: “Bir anlık bile olsa camiye giriş çıkışta itikâfa niyet edilirse, bu da inşâAllah itikâf sevabı kazandırır.” Bu güzel fırsatları ihmal etmeyelim.