Kabe Hizmetleri Nelerdir?
Kâbe Hizmetleri nelerdir? Kabe'de hangi dönemlerde ne gibi hizmetler verilmiştir? Kabe'deki hizmetlerin siyasi ve politik bir önemi var mı? İslam'dan önce ve sonra Kabe'de değişen hizmetler neler?
Kâbe hizmetleri Hz. İbrâhim -aleyhisselâm- ve İsmâil'in Kâbe’yi yapması ile birlikte başlar (el-Bakara 2/125; el-Hac 22/26). Bundan sonra Mekke’ye hâkim olan kabileler Mekke idaresi ve Kâbe hizmetlerini üstlendiler. V. yüzyılın ikinci yarısında Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in baba tarafından dördüncü dedesi olan Kusay, Mekke’nin idaresini ve Kâbe hizmetlerini üzerine aldı. Böylece Mekke idaresi ve Kâbe hizmetleri Kureyş'e geçti. Kusay ömrünün sonlarına doğru Kabe hizmetlerinden
- hicâbe, Dârünnedve ve livâyı büyük oğlu Abdüddâr'a;
- hacılara su dağıtma işi olan sikâye, hacılara yemek verme vazifesi olan rifâde ve kumandanlık görevi olan kıyâdeyi diğer oğlu Abdümenâf’a verdi.
Daha sonra bu görevler bunların soyundan gelenler tarafından üstlenildi. Mescidleri kimlerin imar edeceğini, sikâye ve imârenin Allah’a ve âhiret gününe iman ve Allah yolunda cihadla bir olmadığını vurgulayan âyetler (et-Tevbe 9/19) ve bunların nüzûl sebepleriyle ilgili rivayetler, gerek Câhiliye ve gerekse İslâmiyet'in ilk döneminde bu görevleri yürütmenin iftihar vesilesi olduğunu ve birçok amelden üstün görüldüğünü ortaya koymaktadır (Müslim, "İmâre”, 111; Taberî, X, 122-125). Resûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, Câhiliye devrinde övünme vesilesi olan Mescid-i Harâm’la ilgili görevlere sidâne ve sikâye dışında son vermiştir (Müsned, II, 36, 103, III, 410; EbÛ Dâvûd, "Diyât", 17, 24).
- İslam'dan önce ve sonra Kabe'de değişen hizmetler neler?
Câhiliye döneminde Kâbe’ye hizmet konusunda insanlar birbirleriyle yarıştığından, Mekke’yi yönetenler, Kâbe hizmetine daha çok kimseyi ortak etmek amacıyla siyaseten aralarında küçük farklar bulunan imâre, hicâbe, sidâne gibi görevler ihdas etmişlerdir. Kâbe’yi ve Mescid-i Harâm'ı bayındır hale getirme, orada huzuru sağlama görev ve yetkisi olan imâre görevi, İslâm öncesinde Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in amcası Abbas b. Abdülmuttalib'in uhdesinde bulunuyordu. Mekke'nin fethinden sonra bu görevin hicâbe görevlisinin hizmet alanına girdiği anlaşılmaktadır. Mekke'nin fethi sırasında Kâbe'nin hicâbe vazifesi Osman b. Talha'da idi.
Hicâbe, Kâbe’nin bakımı, kapı ve anahtarlarının muhafazası ve kapısının belli zamanlarda ziyaretçilere açılması olmak üzere Makâm-ı İbrâhim'in, hediye edilen kıymetli eşya ile iç ve dış örtülerin korunması ve bakımı gibi önemli hizmetleri ifade eder. Hicâbe kaynaklarda "Kâbe'ye hizmet etmek" anlamındaki sidâne ile birlikte de kullanılmış, sidânenin Kâbe ile ilgili bütün hizmetleri, hicâbenin ise yalnız kapısıyla ilgili hizmetlere karşılık olarak kullanıldığı da ileri sürülmüştür.
- Hz. Ömer -radıyallâhu anh- Kâbe ile ilgili işler için bütçeden tahsisat ayırmaya başladı. Emevîler döneminde Kâbe hizmetleri düzenli hâle getirilerek özel görevliler tayin edildi. Daha sonraki devirlerde ve Osmanlılar döneminde bu hizmetlere hadım ağalar memur edildi. Osmanlılar Kâbe hizmetleri için Eyyûbîler ve Memlükler tarafından oluşturulan vakıfları koruyarak bunlara yenilerini eklediler. Kâbe hizmetleri için yıllık olarak gönderilen tahsisat dışında, Kâbe ve çevresinin genel bakım ve onarımı için her on beş yılda özel tahsisat koymayı âdet edindiler.
- Kâbe'ye koku sürmek ve tütsülenmek işi de İslâm'dan önce başlayıp zamanımıza kadar sürdürülen hizmetlerdendir. Hicaz’ın Osmanlı hâkimiyetine girmesinin ardından her yıl bu hizmet için Haremeyn tahsisatından pay ayrılmıştır.
- Mekke’n,n fetih günü Kâbe putlardan temizlendikten sonra, içten ve dıştan zemzemle yıkanarak putperestliğin bütün izlerinden arındırıldı ve bundan sonra yılda bir veya iki defa yıkanması âdet haline geldi. Hicaz'ın Suûdîler’in idaresine geçmesinin ardından zilhiccenin başı ile şâbanın ilk pazartesi günü olmak üzere bu âdet sürdürüldü. Günümüzde Kâbe'nin yıkanma merasimine kral veya onu temsilen Mekke emîriyle bazı yüksek görevliler katılır. Zemzemcilerin getirdiği zemzem Kâbe hizmetçileri tarafından içeriye alınır ve gül suyu ile karıştırılır. Emîr başta olmak üzere peştamal tutunan davetliler hep birlikte Kâbe’nin taban mermerlerini yıkar ve kurularlar. Ardından duvarların el yetişecek kadar olan kısmı gül suyu ile silinir, çeşitli parfüm ve gülyağı ile duvarlar iyice yağlanır, ayrıca buhurdanlar yakılır.
Kaynak: Diyanet
YORUMLAR