"Kabe Yolunda: Mukaddes Yolculuk Hatıraları Sergisi" Ziyaretçilerin Beğenisine Sunuldu

Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi, Osmanlı Devleti'nden bugüne Kabe'ye verilen değeri gösteren eserler, Kabe iç ve dış örtüleri ile Mescid-i Nebevi'nin örtülerini bir araya getiren "Kabe Yolunda: Mukaddes Yolculuk Hatıraları Sergisi"ne ev sahipliği yapıyor.

"Külliye'de Ramazan" etkinlikleri kapsamında, koleksiyoner Bekir Kantarcı'nın 33 yılda topladığı farklı dönemlere ait Osmanlı'dan günümüze Kabe ve Mescid-i Nebevi örtüleri ile Osmanlı'nın asırlar boyu süren Haremeyn hizmetlerinin hikayesini konu alan "Kabe Yolunda: Mukaddes Yolculuk Hatıraları Sergisi" Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi Davet Kabul Salonu'nda açıldı.

Sergide, Osmanlı'nın her yıl büyük hazırlıklar yaparak İstanbul'dan yola çıkardığı surre alayları, Mescid-i Haram'ın, Kabe'nin ve Allah'ın son elçisi Hz. Muhammed'in kabr-i şerifinin bakım ve temizliği ile ilgili malzeme ve yardımları, Mekke ve Medine ahalisine gönderilen para ve sadakaların İstanbul'dan Hicaz'a ulaştırılma hikayesi ele alınıyor.

Kabe ve ravza içi kullanılan örtülere ilişkin bilgilendirmelerin de yapıldığı sergide, "Kabe'nin üzerinde yer alan kuşak yazıları", "Kabe kuşak yazılarında yer alan kandil adı verilen yazılar", "Ravza-i Şerif'in iç duvar örtüsü" ve "Kabe'nin kırmızı iç örtüsü" de sergileniyor.

Sergide zikzak form tasarımlı ve daireler için salavatların yer aldığı yeşil renkli, Mekke'de üretilen ve 20-23 yılda bir değiştirilen Mescid-i Nebevi Ravza-ı Şerif örtülerinden örnekler de bulunuyor.

Ayrıca, Kral Fahd dönemine ait Kabe anahtarının yeşil renkli orijinal kesesinin ön yüzü de ilgi çeken yüzlerce eser arasında yer alıyor.

Sergide, geçmişte yapılan zorlu hac yolculuklarında kullanılan eşyalar, hac yolları ve güzergahları, oldukça meşakkatli hac yolculuklarına hazırlık aşamaları, hac şehadetnameleri ile hac vekaletnameleri gibi belgeler de yer alıyor.

Mısır ve İstanbul'da dokunan Kabe örtüleri, surre sandıkları, feraset bohçaları ve çantaları, Mekke ve Medine'de görev yapanlara verilen fermanlar, İstanbul'dan gönderilen kıymetli eşya ve yardımlar karşılığında Mekke'den gönderilen teberrükat eşyaları, hac hatıra ve hediyeleri gibi yüzlerce farklı obje ve tarihi eser de Başkentlilerle buluşuyor.

Sergide, Kabe tabloları, el çizimi Mekke tasvirleri, yazma eserler, Mekke ve Medine tasvirleri ve minyatürleri de yer alıyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.