Kader ve Kazayla İlgili Ayet ve Hadisler
Kader nedir? Kaza nedir? Kaza ve kader ile ilgili ayet ve hadisler...
KADER VE KAZAYLA İLGİLİ AYET VE HADİSLER
Kur’an’da kaderin Allah tarafından programlandığını (takdir edildiğini) ifade eden ve konunun muhtelif boyutlarını ortaya koyan birçok âyeti kerime vardır.
“Yeryüzünde ve kendi nefislerinizde uğradığınız hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah’a göre kolaydır. Elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve Allah’ın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız diye (böyle yaptık.) Çünkü Allah, kendini beğenip övünen hiçbir kimseyi sevmez. ”[1]
“... O’nun katında her şey bir ölçü (miktar) iledir.”[2]
“Her şeyin hazineleri yalnız bizim yanımızdadır. Biz onu ancak belli bir ölçü (kader) ile indiririz.”[3]
“Biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık”[4]
De ki: “Bizim başımıza ancak, Allah’ın bizim için yazdığı şeyler gelir. O, bizim yardımcımızdır. Öyleyse mü’minler, yalnız Allah’a güvensinler.”[5]
Bu ayetlerden başka Allah’ın her şeyin yaratıcısı olduğunu, dilediğini saptırıp, dilediğini hidayete erdirdiğini bildiren, hayatın ve ölümün O’nun takdirinde olduğunu haber veren ayetler de[6] vardır.
Diğer taraftan, Peygamber Efendimiz de Cibril hadisi diye bilinen bir hadis-i şerifinde kadere inanmayı iman esasları arasında saymıştır. Bu hadiste Cebrail aleyhisselâm Peygamberimiz’e:
- İman nedir? diye sormuş. O da:
- “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, hayır ve şerriyle kadere inanmandır” cevabını vermiştir.[7]
Kaderin ilahi bir sır oluşunu ve insanlar tarafından gerçek anlamda çözülmesinin imkansızlığını göz önünde bulunduran Peygamber Efendimiz kader konusunu tartışan ashabını ikaz etmiştir: “Siz bununla mı emrolundunuz ? Veya ben bunun için mi peygamber olarak gönderildim? Şunu iyi biliniz ki sizden önceki ümmetler bu tür tartışmalara başladıkları zaman helak olmuşlardır. Sizi tekrar uyarıyorum ki, bir daha böyle tartışmalara girmeyiniz.”[8]
Hz. Peygamber bir başka hadislerinde de, kendi davranışlarındaki sorumluluğunu ve rolünü inkâr etmek için kaderi bahane edenleri uyarmıştır. O, bir gün yatsı namazından sonra, yatmaya hazırlanan Hz. Ali’nin yanına gitmiş ve ona şöyle demiştir:
- Geceleyin teheccüd namazı kılıyor musun? Hz. Ali de:
- “Ey Allah’ın elçisi! Hayatımız Allah’ın elindedir, dilerse verir, dilerse teslim alır, Allah bizi uyandırmak isterse uyandırır.” diye cevap vermiştir. Bunun üzerine Peyamberimiz ellerini dizlerine vurarak:
- Genellikle insan ne kadar çok mücadeleci oluyor?[9] buyurmuş, Hz.Ali’nin kaderi ileri sürerek verdiği cevaptan hoşlanmadığını göstermiş ve odadan çıkmıştır.
Kader konusuyla ilgili Kur’an ayetleri ve hadisler incelendiğinde insanın Allah tarafından belirlenen bir kadere bağlı olduğu, fakat insanların da kaderin kaza olarak tecelli etmesinde irade ve tercihleriyle önemli roller üstlendikleri anlaşılmaktadır. Bu sebeple de insanların yaptıklarından sorumlu oldukları, bu sorumluluklarının sonucunda ahirette mükâfat veya cezaya uğrayacakları ortaya çıkmaktadır.
[1] Hadid suresi 22. Ve 23. ayetler
[2] Ra’d sûresi, 8. ayet
[3] Hicr sûresi, 21. ayet
[4] Kamer sûresi, 49. ayet
[5] Tevbe suresi, 51. ayet
[6] Zümer sûresi, 62; Saffat sûresi, 96; A’râf sûresi, 178; Vâkıa sûresi, 60. ayetler
[7] Müslim, İman, 1; Ebû Davûd, Sünnet, 15, 15; İbn Mâce, Mukaddime, 9.
[8] Tirmizî, Kadir, 1.
[9] Buhârî, Teheccüd, 5; Tevhîd, 31; Müslim, Müsâfirûn, 28.