Kadınların İmamlığı ile İlgili Hadisler

Kadınlar imamlık yapabilir mi? Kadınların imamlığı/imamlık yapması ile ilgili hadisler…

Nevfel kızı Ümmü Varaka radıyallahu anha’dan:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Bedir savaşına çıkacağında ona ey Allah’ın Rasûl-i seninle harbe gitmeme izin ver de, hastalarınıza bakıcılık yapayım. Allah’tan beni şehitlik derecesiyle rızıklandırmasını umarım, dedim. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, “Evinde otur. Allah Teâlâ şüphesiz seni şehitlikle rızıklandıracak,” buyurdu.

Abdurrahman diyor ki: O, kadına şehide deniyordu. Kur’an da öğrenmişti. Rasûlullah’tan evinde bir müezzin tutmak için izin istedi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ona izin verdi. Bir köle ile bir cariyeyi müdebbire yapmıştı, bir gece bu köle ile cariye kalkarak kadının kendi kadifesi ile ağzını kapatarak, boğdular ve kaçtılar. Hz. Ömer sabahleyin halk içinde şöyle hitab etti. Bunlardan kimin haberi var veya bunları kim görürse derhal getirsin, dedi. (Yakaladılar) asılmalarını emretti. Derhal asıldılar. Medine’de ilk asılanlar bunlar oldu. (Ebû Dâvûd, Salât, 62/591)

Hadisin Açıklaması

Müdebbir, Müdebbire: Emrinde köle ve cariye bulunan efendi, kölesine ben ölünceye kadar, bana hizmet edeceksin, ben öldükten sonra hürsünüz, der. Böyle şartlı, hürriyete kavuşturmaya bu isim verilir.

Ümmü Varaka da, kölesi ile cariyesini evlendirmiş, ben ölene kadar, bana hizmet edin, ben ölünce hürsünüz, demiştir. Hürriyete kavuşacakları günün çabuk gelmesini temin için, Ümmü Varaka’yı boğarak öldürmüşler, kısas için kendileri de idam edilmişlerdir.

*

Abdullah bin Haris radıyallahu anh’dan; bu hadis Abdullah bin el Kays kızı Ümmü Varaka’dan rivâyet olundu, evvelki hadis daha tamamdı.

Abdurrahman bin Hallad diyor ki:

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem Ümmü Varaka’yı evinde ziyaret eder, ona ezan okuyacak bir müezzin tayin eder ve kendi ev halkına imam olmasını Ümmü Varaka’ya emrederdi. (Yine) Abdurrahman diyor ki, o kadının müezzinini ben bizzat gördüm, o ihtiyar bir adamdı. (Ebû Dâvûd, Salât, 62/592)

Hadisin Açıklaması

Bu hadisten kadının ev halkına imamlık edebileceği anlaşılır. Kadın kadınlara imamlık yaparsa, birinci safın ortasına durur, sadece ayakları, cemaatin ayağından biraz ileride olur. Ümmü Varaka’nın cemaatinde yaşlı bir erkeğin de bulunduğu, müezzinlik vazifesi gördüğü bildiriliyor. Bu Ümmü Varaka’ya mahsus bir durumdur.

Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

KADIN, KADINLARA NAMAZ KILDIRABİLİR Mİ?

Kadın, Kadınlara Namaz Kıldırabilir mi?

NAMAZ İMAMLIĞININ ŞARTLARI

Namaz İmamlığının Şartları

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.