Kadınların Mescide Gitmeleri ile İlgili Hadisler

Kadınlar mescide girebilir mi? Kadınların mescide/camiye gitmeleri ile ilgili hadisler...

Ebû Hüreyre radıyallahu anhdan:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, “Allah’ın kadın kullarını Allah’ın mescidlerinden men etmeyin. Lakin kadınlar (camiye) koku sürünmemiş olarak çıksınlar,” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Salât, 53/565)

Hadisin Açıklaması

Tefilet: Koku sürünmeden çıkmak demektir. Kadınların koku sürünüp camiye gelmeleri fitneye sebep olabilir. Onun için koku sürünmemiş olarak gelmelerine mani olunmaması bildiriliyor. Koku sürünmüşlerse fitneye sebep olacaklarından gelmemeleri isteniyor. Fesada sebep olacakları endişesi ile kadınların camilere gelmeleri mekruhtur. (Bezl-ül-Mechud, c. 4, s. 162)

*

İbn-i Ömer radıyallahu anhdan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah’ın kadın kullarını Allah’ın mescidlerinden men etmeyin,” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Salât, 53/566; Müslim, Kitâb’us-Salât, b. 30, n. 442/136, s. 327, c. 1;)

Hadisin Açıklaması

İma: Emenin çoğuludur. Cariye demektir. Fakat burada kadın anlamında kullanılmıştır.

*

İbn-i Ömer radıyallahu anhdan:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, “Kadınlarınızı mescidlerden men etmeyin, kadınlar için evleri daha hayırlıdır,” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Salât, 53/567)

*

Abdullah bin Ömer radıyallahu anhdan:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, “Geceleyin kadınların mescidlere gitmelerine izin verin,” buyurdu.

“Abdullah bin Ömer’in oğlu da, vallahi biz kadınların camiye gitmelerine izin vermeyiz. Çünkü kadınlar camiyi fesat yeri yaparlar, vallahi onlara izin vermeyiz, dedi. Bunun üzerine oğluna kızdı ve ağır konuştu. Ben Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem (onlara izin verin) dedi diyorum, sen izin vermeyiz diyorsun,” dedi. (Ebû Dâvûd, Salât, 53/568; Buharî; Müslim, Kitâbu’s-Salât, b. 30, n. 477/138, s. 327, c. 1; Tirmizî, Ebvâbu’s-Salât, b. 400, n. 570, s. 459, c. 2)

Hadisin Açıklaması

Bu hadis-i şerif Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin sünnetinin hilâfına konuşanları terbiye için ağır konuşulabileceğine delildir. İbni Ömer’in oğluna sövmesinden maksat üç kere lanetlemekten ibarettir. Yoksa sini kafa tutturmak değildir.

Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

KADINLARIN MESCİDE GİTMELERİNİN HÜKMÜ

Kadınların Mescide Gitmelerinin Hükmü

KADINLARIN CAMİYE GİTMESİ CAİZ Mİ?

Kadınların Camiye Gitmesi Caiz mi?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.