Kadınların Özel Hâlleri (Âdet, Lohusalık ve İstihâze) ile İlgili Hadisler

Kadınların özel hâlleri (Âdet, Lohusalık ve İstihâze) ile ilgili hadisler nelerdir? Peygamberimizin (s.a.v.) kadınların özel hâlleri (Âdet, Lohusalık ve İstihâze) hakkındaki bazı hadisleri.

Peygamberimizin (s.a.v.) kadınların özel hâlleri (Âdet, Lohusalık ve İstihâze) ile ilgili hadis-i şerifleri...

KADINLARIN ÖZEL HÂLLERİ (ADET, LOHUSALIK VE İSTİHÂZE) HAKKINDA HADİSLER

Hz. Âişe (r.a.) anlatıyor:

“Resûlullah bana, ‘Mescitten seccadeyi bana uzatıver.’ dedi. ‘Ben âdetliyim.’ dedim. Bunun üzerine Resûlullah, ‘Âdetli olma hâli senin elinde değil ki!’ buyurdu.” (Müslim, Hayız, 11)

***

Hz. Âişe (r.a.) diyor ki:

“Ben âdetli iken bir şey içer sonra onu Hz. Peygamber’e uzatırdım, o da ağzını tam benim ağzımın değdiği yere koyarak içerdi. Yine ben âdetli iken kemikli etten bir parça ısırıp sonra onu Hz. Peygamber’e uzatırdım, o da ağzını tam benim ağzımın değdiği yere koyar(ak ısırır)dı.” (Müslim, Hayız, 14; Ebû Dâvûd, Tahâret, 102)

***

Mansûr b. Safiyye’nin (r.a.), annesi aracılığıyla naklettiğine göre, Hz. Âişe (r.a.) ona şöyle demiştir:

“Ben âdetli olduğum hâlde Hz. Peygamber kucağıma yaslanır, Kur’an okurdu.” (Buhârî, Hayız, 3; Müslim, Hayız, 15)

***

Hz. Âişe’den (r.a.) naklediliyor:

Ebû Hubeyş’in kızı Fâtıma, Peygamber’e, “Devamlı kanamam oluyor ve hiç temizlenemiyorum. Acaba namaz kılmayı bıraksam mı?” diye sorunca Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Hayır. Bu, damar(dan gelen bir kan)dır (âdet kanaması değildir). Normalde âdet gördüğün günler süresince namaz kılmayı terk et. Sonra yıkan ve namazını kıl.” (Buhârî, Hayız, 24; Müslim, Hayız, 62)

***

Muâze (r.a.) isimli bir kadın anlatıyor:

Hz. Âişe’ye, “Âdetli kadına ne oluyor da, (tutamadığı) oruçları kaza ettiği hâlde (kılamadığı) namazları kaza etmiyor?” diye sordum. Hz. Âişe, “Sen Harûrî (Sadece Kur’an’da harfiyen bulunan hükümlerle yetinen bir Hâricî) misin?” diye cevaplayınca, “Hayır, Harûrî değilim ama soruyorum.” dedim. Bunun üzerine Hz. Âişe, “Biz (Resûlullah zamanında) âdet olurduk, orucu kaza etmemiz bize emredilir ama namazı kaza etmemiz emredilmezdi.” dedi. (Müslim, Hayız, 69; Buhârî, Hayız, 20)

İslam ve İhsan

ÂDET DÖNEMİNDEKİ BİR KADININ İBADET HAYATI

Âdet Dönemindeki Bir Kadının İbadet Hayatı

KADINLARA MAHSUS HALLER NELERDİR?

Kadınlara Mahsus Haller Nelerdir?

KADINLARIN ÖZEL DURUMLARI NELERDİR?

Kadınların Özel Durumları Nelerdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.