Kadir Gecesi Günah ve Hatalardan Arınmak İçin Bir Fırsat Gecesidir

"Kadir Gecesi" dolayısıyla bir mesaj yayınlayan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, "Bu gece vesilesiyle her mümin tefekkürle hayatını muhasebe etmeli, hata ve günahları için samimi bir pişmanlıkla tövbe ve istiğfar etmelidir." dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Kadir Gecesi" dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

Bu gecenin "Kadir Gecesi" olduğunu anımsatan Erbaş, "Gelişi ile hayatımıza sayısız güzellikler katan rahmet ve mağfiret iklimi Ramazan ayını uğurlamanın hüznünün yüreklerimizi kuşattığı günlerde yeryüzünü Kadir Gecesiyle nurlandıran ve bizleri bir kez daha bu mübarek zamana ulaştıran Allah’a sonsuz Hamd-ü senalar olsun." dedi.

Allah-u Teala tarafından “bin aydan daha hayırlı” kılınan Kadir Gecesi'nin kıymetini, Allah’ın insanlığa en büyük nimeti ve rahmeti olan Kur’an-ı Kerim’den aldığını belirten Prof. Dr. Erbaş, mesajında şu ifadelere yer verdi.

"Kur'an varoluş gayemizi, dünyada huzurlu yaşamanın, ahirette cennete kavuşmanın yollarını öğreten bir hidayet rehberidir" 

"O Kur’an ki bize varoluş gayemizi, dünyada huzurlu yaşamanın, ahirette cennete kavuşmanın yollarını öğreten bir hidayet rehberidir. İnsanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için indirilmiş bir hayat kitabıdır. Bize düşen ise onu okumayı, anlamayı ve tüm hayatımızla buluşturmayı en büyük gaye edinmektir.

"Kadir Gecesi günah ve hatalardan arınmak için bir fırsat gecesidir"

Kadir Gecesi, melekler ve Cebrail’in, Rablerinin izniyle her bir iş için yeryüzünü şereflendirdiği, alemin esenlikle dolduğu müstesna bir zamandır. Günah ve hatalardan arınmak için bir fırsat gecesidir. Sevgili Peygamberimiz bu gecenin değerini, 'Kim inanarak ve sevabını Yüce Allah'tan umarak Kadir Gecesi'ni ihya ederse, onun geçmiş günahları bağışlanır.' hadisi ile bizlere bildirmiş ve bu gecede, 'Allah'ım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet!' diye dua etmemizi tavsiye etmiştir.

"Tefekkürle hayatımızı muhasebe etmeli, hata ve günahlarımız için samimi bir pişmanlıkla tövbe etmeliyiz"

Bu gece vesilesiyle her mümin tefekkürle hayatını muhasebe etmeli, hata ve günahları için, samimi bir pişmanlıkla tevbe ve istiğfar etmelidir. Mümine yakışmayacak tüm hal ve tavırlardan uzak kalmaya azmetmelidir. Yeryüzünde kin ve nefretin, acı ve ızdırabın, şiddet ve savaşın bitmesi için çok dua etmeli ve gayrete yönelmelidir. Onurlu ve güvenli bir hayatın, adil ve huzurlu bir dünyanın ancak İslam’ın hakikatleri ile mümkün olacağının farkında olarak Kur’an-ı Kerim’in adalet, ahlak ve merhamet gibi evrensel ilke ve değerlerinin yeryüzüyle buluşturulması için daha çok çaba göstermelidir. Bizleri her daim hayra, iyiliğe, kardeşliğe çağıran yüce Allah’a gönülden itaat ederek O’nun belirlediği hayat çizgilerine azami derecede riayet etmelidir.

Bu duygu ve düşüncelerle başta milletimiz olmak üzere bütün İslam aleminin mübarek Kadir Gecesi'ni tebrik ediyor, Yüce Mevla’mızdan, tuttuğumuz oruçları ve yaptığımız tüm ibadetlerimizi kabul etmesini, yapılan dua ve yakarışların, İslam âleminin birlik, dirlik ve beraberliğine, insanlığın barış, huzur ve saadetine vesile olmasını niyaz ediyorum."

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.