Kadir Suresinin Arapçası, Türkçe Okunuşu, Anlamı ve Tefsiri
Bin aydan hayırlı “Kadir Gecesi” Kur’an-ı Kerim’de hangi surede geçer? Kadir suresi nasıl okunur? “İnnâ enzelnâ” sûresi olarak da anılan Kadir suresinin Arapçası, Türkçe okunuşu, anlamı (meali) ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...
Kadir sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 5 âyettir. Kadir gecesinden bahsettiği için bu ismi almıştır. Lügatta Kadr, “kudret, takdir, hüküm, şeref ve kıymet” gibi mânalara gelir. Mushaf tertîbine göre 97, iniş sırasına göre ise 25. sûredir.
KADİR SURESİNİN ARAPÇASI
Kadir Suresinin Arapça Yazılışı
اِنَّٓا اَنْزَلْنَاهُ ف۪ي لَيْلَةِ الْقَدْرِۚ وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِۜ لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِنْ اَلْفِ شَهْرٍۜ تَنَزَّلُ الْمَلٰٓئِكَةُ وَالرُّوحُ ف۪يهَا بِاِذْنِ رَبِّهِمْۚ مِنْ كُلِّ اَمْرٍۙۛ سَلَامٌ۠ۛ هِيَ حَتّٰى مَطْلَعِ الْفَجْرِ
KADİR SURESİNİN TÜRKÇE OKUNUŞU
(*Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için aramalarda çıkmak için sitemize eklenmiştir.)
Bismillâhirrahmânirrahîm.
- İnnâ enzelnâhü fi leyle- ti’l-Kadr.
- Vemâ edrâkemâ leyletü’l-Kadr.
- Leyletü’l-Kadri hayrun min elfi şehr.
- Tenezzelü’l melâiketü verruhu fihâ bi izni Rabbihim min külli emr.
- Selâmün hiye hattâ metleı’l-fecr.
KADİR SURESİNİN ANLAMI (MEALİ)
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
- Biz onu (Kur’ân’ı) Kadir gecesinde indirdik.
- Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?
- Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır.
- O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Rûh (Cebrâil), her iş için iner dururlar.
- O gece, esenlik doludur. Tâ fecrin doğuşuna kadar…
KADİR SURESİNİN ANLAMI (MEALİ)
Kadir / 1
“Kadir gecesi”, Kur’ân-ı Kerîm’in indirildiği gecedir. Kur’an, ya toplu olarak Cenâb-ı Hakk’ın katından vahiy meleklerine inzal buyrulmuştur. Ya da Alak sûresinin ilk beş âyetiyle o gece Kur’ân-ı Kerîm Peygamberimiz (s.a.s.)’e indirilmeye başlamıştır. Her iki ihtimâle göre de, bu gecenin Kur’an’ın inzâline sahne olduğu ve şerefini ondan aldığı anlaşılır. Bakara sûresi 185. âyette de Kur’an’ın Ramazan ayında indiği beyân buyrulur.
Lügat olarak “kadr”, “kudret, takdir, hüküm, şeref ve kıymet” gibi mânalara gelir.
Kadir gecesinin bir ismi, “mübârek gece”dir. Bu, onun hayrı bol, çok bereketli ve şerefli bir gece olduğunu bildirir. Nitekim Duhan sûresinin ilk âyetlerinde şöyle buyrulur:
“Hâ. Mîm. Gerçekleri açıklayan bu apaçık kitaba yemin olsun! Biz onu kutlu, şerefli ve bereket yüklü bir gecede indirdik.” (Duhân 44/1-3)
Bu gece aynı zamanda takdir ve hüküm gecesidir. O gecede nice hikmetli mühim işler karara bağlanır. Âyet-i kerîmede: “O gecede, belli hikmetlere binâen Allah tarafından olmasına karar verilmiş her bir iş belirlenir. Tarafımızdan buyrulacak bir emir olarak” (Duhân 44/4-5) buyrularak buna işaret edilir. Nitekim Kur’an’ın nüzûlünün başlamasıyla, o gecede bütün dünyanın kaderini değiştirecek mühim bir işe karar verilmiştir. Kur’an’ın inişiyle, dünyanın o güne kadar ki makus talihi tersine çevrilmiş, her şey yepyeni bir tanzimle tanzime başlanmıştır. Zira indirilen bu Kur’an ile her türlü hikmetli iş açıklığa kavuşturularak, Allah Resûlü (s.a.s.) tarafından insanlığa ulaştırılmıştır.
Bu gece çok şerefli bir gecedir. Bin aydan daha hayırlı olduğu Cenâb-ı Hak tarafından haber verilmiştir. O gecede yapılan ibâdet ve hayırlar, içinde kadir gecesi bulunmayan tam bin ayda yapılanlardan daha çok sevaplıdır. Allah Teâlâ, mü’minlere böyle büyük bir lutuf ve ihsanda bulunmuştur. Buradaki “bin ay” ifadesinin kesretten kinâye olması da mümkündür. O gecenin gerçekten çok faziletli, eşi benzeri olmayan mukaddes ve mübârek bir zaman dilimi olduğunu gösterir.
Öyle bir gece ki:
Kadir / 4
O gece melekler ve Ruh, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner dururlar. Cenâb-ı Hakk’ın verdiği vazifeleri yerine getirirler. Ruh’tan maksat Cebrâil (a.s.)’dır. Fazilet ve şerefi sebebiyle, diğer meleklerden ayrı olarak zikredilmiştir. O gece akşamdan fecre, tan yeri ağarıp sabah oluncaya kadar bütünüyle selâmettir. Çünkü melekler gecenin başından sabaha kadar gruplar halinde inerek mü’minlere selam verirler. Onlar için dua ve istiğfar ederler. O gece hep hayırlı şeylerle dolu olup, bütün şerlerden korunmuştur.
Kadir gecesinin Ramazan ayında olduğu kesindir. Fakat Ramazan ayı içinde hangi gecede olduğu hususunda farklı bilgiler bulunmaktadır. Bununla alakalı rivayetler şöyledir:
Hz. Âişe (r.a.) der ki:
Resûlullah (s.a.s.), Ramazan’ın son on gününde mescide çekilerek kendini ibâdete verir ve şöyle buyururdu:
“Kadir gecesini Ramazan’ın son on günü içinde arayın!” (Buhârî, Leyletü’l-Kadr 3; Müslim, Sıyâm 219; Tirmizî, Savm 72/792)
Kadir gecesinin Ramazan’ın son on günü içinde aranması tavsiye olunur. Bazı rivayetlerde, son on günündeki tek gecelerde, yirmi dördüncü gecesinde, yirmi yedinci gecesinde aranması da tavsiye edilir. Bir kısım sahâbîler, rüyâlarında Kadir gecesinin Ramazan’ın son yedi gecesinde olduğunu görmüşler ve bunu Allah Resûlü’ne bildirmişlerdi. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.s.):
“Kadir gecesiyle ilgili rüyâlarınızın, Ramazan’ın son yedi gecesi üzerinde toplandığını görüyorum. O hâlde Kadir gecesini arayan onu Ramazan’ın son yedi gecesinde arasın!” buyurdu. (Buhârî, Leyletü’l-Kadr 2, 3; Ta‘bîr 8; Müslim, Sıyâm 205-206; Tirmizî, Savm 72)
Kadir gecesinin ihyasıyla ilgili Allah Resûlü (s.a.s.)’in çok önemli uygulama ve tavsiyeleri vardır. Nebî (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“Kadir gecesini, fazilet ve kudsiyetine inanarak ve sevabını yalnız Allah’tan bekleyerek ibâdet ve tâatle geçiren kimsenin geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Savm 6; Müslim, Müsâfirîn 173-176)
Hz. Âişe (r.a.), Peygamberimiz (s.a.s.)’e:
“–Ey Allah’ın Rasûlü! Kadir gecesinin ne zaman olduğunu bilecek olursam, o gece nasıl dua edeyim?” diye sorunca, Resûlullah (s.a.s.) şöyle cevap vermiştir:
“«Allahım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin; beni affeyle!» diye dua et!” (Tirmizî, Deavât 84/3513; İbn Mâce, Dua 5)
Nitekim Resûlullah (s.a.s.), Ramazan ayı boyunca, diğer aylara nispetle daha çok ibâdet eder, Kadir gecesini ihyâ edebilmek için bilhassa son on gün, kendisini daha fazla ibâdete verirdi. Bu günlerde geceyi ihyâ eder, âilesini uyandırırdı. (Buhârî, Leyletü’l-Kadr 5)
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com
YORUMLAR