“Kâf Hâ Yâ Ayn Sâd”ın Anlamı Nedir?

“Kâf Hâ Yâ Ayn Sâd” ne demektir? Abdullah Sert Hocaefendi, Şifa-i Şerif eserinden “Kâf Hâ Yâ Ayn Sâd”ın anlamını/mânâsını okuyor.

“KÂF HÂ YÂ AYN SÂD”IN ANLAMI NEDİR?

Bazı tefsir âlimleri “Kâf Hâ Yâ Ayn Sâd” (Meryem 19/1.) âyetindeki harflerin her birinin Muhammed aleyhisselâma verilen özelliklere işaret ettiğini belirterek onları şöyle tefsir etmişlerdir:

“Kâf” harfi, Allah Teâlâ’nın “el-Kâfî” isminden kinâye olup Allah Teâlâ’nın Resûlüne “kâfi” geleceğini ifâde eder. “Allah kuluna yetmez mi?” (Zümer 39/36.) âyeti de bunu göstermektedir.

Aliyyü’l-Kārî, “hâ” harfinin Allah Teâlâ’nın “el-Hâdî” ismine delâlet ettiğini söylemenin daha uygun olacağını belirtmiştir.

“Hâ” harfi Allah Teâlâ’nın peygamberine “hidâyet” edeceğini, onu doğru yola ileteceğini ifâde eder. Nitekim “Allah seni dosdoğru bir yola iletecektir” (Fetih 48/2.) âyeti bunu göstermektedir.

“Yâ” harfi Allah Teâlâ’nın onu “te’yid” edip destekleyeceğini ifâde eder. “Kendi yardımıyla ve mü’minlerle seni destekleyen yalnız O’dur.” (Enfâl 8/62.) âyeti bunu göstermektedir.

“Ayn” harfi “ismeti” yani Allah Teâlâ’nın onu mâsûm ve mahfuz kıldığını gösterir. “Allah seni insanlardan korur.” (Mâide 5/67.) âyetinde olduğu gibi.

“Sâd” harfi ise Cenâb-ı Hakk’ın Resûlüne “salât” edeceğini ifâde eder. “Allah ve melekleri Peygambere salât ederler.” (Ahzâb 33/56.) âyetinde olduğu gibi.

Kaynak: Kādî İyâz, Şifa-i Şerif

İslam ve İhsan

“HÂ. MÎM” İLE BAŞLAYAN SURELER

“Hâ. Mîm” ile Başlayan Sureler

HURUF-U MUKATTA HARFLERİ NELERDİR?

Huruf-u Mukatta Harfleri Nelerdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.