Kainatı Tefekkür

Kâinâtın sırlarına nasıl ulaşabiliriz? Kâinâtı tefekkür...

Kâinâta ârifâne bir nazarla bakanlar, öyle bir gönül ufkuna nâil olurlar ki sanki üzerlerindeki semâ, muhteşem bir billur avize gibi ilâhî sırlardan göz kırpan bir derinlik sunmakta…

Yeryüzü ise her ağaç ve onların yaprakları ile ellerini niyâza açarak neşeli ürperişlerle Rabbine yalvarmakta…

Çimenler, sanki Muhammedî bir cemaat için seccâde, onun üzerinde çiçekler safâlı bir ümmet olarak vecd içinde dalgalanmakta…

Minicik kuşların bir damlacık yüreklerinden dökülen feryat nağmeleri, en duygulu tesbihler hâlinde Hakk’a teşne gönüllerde yankılanmakta...

Kudret nişâneleri olan dağlar, ilâhî huzurda kıyam hâlinde…

Sanki bulutlar, feyz ve bereket menbaı olarak semâda dolaşan birer okyanus…

Rüzgârlar, ilâhî ilhamların gaybî habercileri…

Şimşekler, korku ve ümit şerâreleri… Gürlemeler ve yıldırımlar, Kahhâr’ın saltanatının fermanları ve gafletten îkaz eden bombardımanları…

Gündüzler, Hakkʼın nûrundan bir tecellî kırıntısı; geceler ise, ilâhî sır ve hikmetlerin tefekküründe derinleşme demleri...

Velhâsıl müʼmine gereken en mühim tahsil; “Yaratan Rabbinin adıyla oku!” (el-Alak, 1) emr-i ilâhîsine her an itaat neticesinde kalben merhaleler katetmektir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Müslümanın Gönül Dünyası, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

EVRENİN HAYRETE DÜŞÜREN SIRLARI

Evrenin Hayrete Düşüren Sırları

ALLAH KÂİNATI NEDEN 6 GÜNDE YARATMIŞTIR?

Allah Kâinatı Neden 6 Günde Yaratmıştır?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • 3 gündür maillerinizi alamıyoruz.Allah razı olsun çok istifade ediyoruz.iki gün bir değil maillerinizi bekliyoruz.Hayirli sabahlar

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.