Kalbi Uyandıran En Mühim Tesir

Hikâyeler

Mahmud Sâmi Ramazanoğlu Hazretleri teslîmiyetten çok bahsederdi. Bir defasında şöyle anlatmıştı: “Teslîmiyet tam olmalı… Teslîmiyet noksan olursa, netice ve feyz olmaz! Kalbin uyanması, nefsin ıslâhı, sadrın açılması, bedenin zikri, hep teslîmiyetle olur.

Sâmi Efendi Hazretleri anlatıyor:

Benim bir hemşirem (kız kardeşim) vardı, yürüyemezdi. Âdeta kötürüm gibiydi. O devirde Adana’da bulunan bütün doktorlara gittik. Dışarıda da gidebildiğimiz bütün doktorlara gösterdik, çâre bulamadılar. Nihâyet bize dediler ki:

«–Mersin’den Toroslar’a çıkınca orada Kaplanca Baba isminde bir zâtın türbesi var. Hastayı götürün, orada bir gece durdurun. Allâh’ın izniyle o zâtın duâ ve rûhâniyeti şifâ vesîlesi olur.» dediler.

Bütün tıbbî ümitlerimiz kesildiği için annemle birlikte hemşiremi oraya götürdük. Geceleyin hemşirem birden bir feryâd etti. Annem, «Acaba aklına, şuuruna bir şey mi oluyor?!» diye endişelendi, hemşiremin yanına koştu:

«–Kızım ne oldu?» dedi. Hemşirem:

«–Güzel yüzlü bir amca geldi, ayağıma iyice bastırdı, biraz canım yandı ama, el-hamdü lillâh iyileştim! Aman Allâh’ım, yürüyorum!» diyordu. Biz de hayretle yanına vardık. Sabahı beklemeden oradan döndük ve sırtımızda götürdüğümüz hemşirem yürüyerek eve geldi. O günden sonra hemşirem, vefât edinceye kadar bir diz ağrısı dahî görmedi.

EN MÜHİM TESİR TESLİMİYETİN TAM OLUŞU

İşte burada en mühim tesir, teslîmiyetin tam oluşundandır. Yoksa başkaları da gitmişler, kimisine faydalı olmuş, kimisine olmamış…”[1]

Bu hâl, Cenâb-ı Hakk’ın sâlih kullarına lûtfettiği bir tasarruftur. Fâil-i mutlak, yalnız Cenâb-ı Hak’tır. O dilerse, sâlih bir kulu vâsıtasıyla dilediği şeyi ikram ediverir.

[1] Bkz. M. Sâmi Efendi, Bayram Sohbetleri, s. 28-29. Bkz. Allah Dostunun Dünyasından: Hacı Mûsâ Topbaş Efendi ile Sohbetler, haz. Erkam Yayınları, 1999, s. 195.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altın Silsile, Erkam Yayınları