Kalem Suresi 41. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Kalem Suresi 41. ayeti ne anlatıyor? Kalem Suresi 41. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Kalem Suresi 41. Ayetinin Arapçası:
اَمْ لَهُمْ شُرَكَٓاءُۚۛ فَلْيَأْتُوا بِشُرَكَٓائِهِمْ اِنْ كَانُوا صَادِق۪ينَ
Kalem Suresi 41. Ayetinin Meali (Anlamı):
Yoksa güvendikleri ortakları mı var? Eğer iddialarında doğru ve samimi iseler, haydi ortaklarını getirsinler de görelim!
Kalem Suresi 41. Ayetinin Tefsiri:
Müşriklerin ileri gelenleri, kendilerinin dünyevî imkânlar bakımından üstün olduklarını, buna karşılık müslümanların fakir ve zayıf olduklarını görüyorlardı. Âhirete ait âyetleri ve Allah’ın müminlere va‘dettiği nimetleri işitince şöyle diyorlardı: “Eğer Muhammed’in ve onunla birlikte bulunanların ileri sürdükleri gibi, bizim öldükten sonra dirileceğimiz doğru ise, bizim ve onların durumu ancak bu dünyadaki gibi olabilir. Onların sahip olacakları nimetler hiçbir şekilde bizden fazla olmayacaktır. Ulaşabilecekleri en ileri seviye bize eşit olmaktan öteye gitmeyecektir.” Bunun üzerine yüce Allah “Öyle ya, biz tüm benlikleriyle Allah’a teslim olanları, günaha gömülmüş inkârcı suçlularla bir mi tutacağız?” (Kalem 68/35) buyurmuştur. (Zemahşerî, el-Keşşâf, VI, 144)
Sonra Cenâb-ı Hak, müşriklerin nefsânî arzularına göre söyledikleri sözlerin ve verdikleri hükümlerin doğru olmadığını bildirmek üzere onları susturucu sualler sormaktadır:
Birincisi; verilen hükmün doğru olması için onun Allah’tan gelen bir kitapta yer alması gerekir. Size ait böyle bir kitap var da, beğendiğiniz her şeyin kesinlikle sizin olacağını, veya seçtiğiniz her şeyin lehinize olacağını, yahut iyi dediğinizin iyi ve kötü dediğinizin kötü olacağını, ya da üstünüzde sizi bağlayan bir hak ve hakikat bulunmayıp kafanıza göre istediğiniz hükmü verebileceğinizi oradan mı okuyup öğreniyorsunuz? Halbuki hükmetme salahiyeti, hayrı ve şerri belirleme yetkisi sadece Allah’a aittir. Bu yetkiyi kesinlikle bir başkasına vermemiştir.
İkincisi; verilen hükmün doğru ve geçerli olması için bu hususta Allah adı ile pekiştirilmiş yeminin veya Allah Teâlâ’nın hususi bir taahhüdünün olması gerekir. Halbuki “her neye hükmederseniz o kesinlikle sizin olur” diye Allah’ın size kıyamete kadar geçerli olacak bir yemini, bir ahdi yoktur. Bugün elinizde kısmen bir hâkimiyet olabilir, bir kısım imkânlara sahip olabilirsiniz, zâhiren müslümanlardan üstün gözükebilirsiniz. Fakat bu böyle kıyamete kadar devam edecek diye bir kanun yoktur. Bugün zayıf gördüğünüz müslümanların yarın hâkimiyeti altına girebilirsiniz. Bugün “akılsız, deli” dediklerinize yarın “amma da akıllıymış” demek durumunda kalabilirsiniz. Bugün güldüğünüze yarın ağlayabilirsiniz. Çünkü işlerin neticesi sizin arzunuza göre değil, Allah’ın muradına göre tahakkuk edecektir.
Üçüncüsü; verilen hükmün doğru ve geçerli olduğunu savunacak, belgelerle ispatlayacak bir kefil gerekir. Halbuki onların, ne akla ne de nakle dayanan bu asılsız iddialarını savunacak bir kefilleri de yoktur.
Dördüncüsü; bunların hiçbiri yoksa, hiç değilse, Allah’a koştukları putlara müracaat ederek, onlardan aldıkları destekle hak ve hakikati kendi arzuları istikâmetinde değiştirmeleri gerekir. Halbuki değil sahte tanrılar bütün dünya bir araya gelse Allah’ın bir hükmünü bozamaz, bir gerçeği değiştiremezler. Hepsi Allah’ın hükmü karşısında aşağılanmaya ve kahrolmaya mahkûmdür.
Dünyada Allah’ın davetine ve buyruklarına yüz çevirenlerin kıyamet günü halleri içler acısı bir durumda olacaktır:
Kalem Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Kalem Suresi 41. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR