Kalp Diliyle İç Dünyaya Yolculuk

Hazreti İnsan, Sonsuz Kulluk, Fakr’a Övgü ve Aşk Mesleği kitaplarının yazarı Rabia C. Brodbeck, Ağla isimli yeni kitabında ‘kendi hayat hikayesini’ anlatıyor.

Ama bu maddi, kronolojik bir hayat hikayesinden ziyade, Brodbeck’in ‘manevi hayat yolculuğunu’ anlatan bir çalışma. Brodbeck kitabın sunuş kısmında bu manevi yolculuğu şu cümlelerle özetliyor:

“New York’taki Türk Mescidi’nde bir bardak ab-ı hayat içtim; İstanbul’a geldiğimde vahdet denizinde boğuldum. Boğan ne? Kaybolan ve yok olan ne? Sahte insan kimliğim yok olmuştu ve ben hakiki insan kimliğime kavuşmuştum…”

“Bu kitapta manevî yolculuğum esnasında edindiğim tecrübeleri okurlarımla paylaştım. Kendime baktım, kendime bir ayna tuttum, kendimi gözlemledim, kendimle yüzleştim.

 Ağla; beni, kalp diliyle iç dünyamda olup bitenleri, bu dünyada verdiğim mücadeleleri, yaşadığım endişeleri, üzüntüleri, sevinçleri, mutlulukları, ızdırapları, huzuru, yalnızlığı ve vuslatı anlatıyor.

Bu kitap "ben"im. Ben kendi "hikâyem"im, benim hikâyemi anlatıyor yazdıklarım. İnsanlar benim varlığımın aynasına bakıp da kendilerini görebilsinler diye onlar için açık bir kitap oldum. Bu yüzden giriş yok, başlangıç yok, son yok.

En büyük ilim kendini bilmektir. Kendini bilmek orjinal saf hale, gerçek insanlığa dönüşü sağlar. Kendini bilmek Rabbini bilmektir çünkü. Zaman Allah'ın Kendisiyle ünsiyet halinde sözleşme zamanı. Artık işitme zamanı. İlâhi ilhamları ve lütufları fark edebilme zamanı..."

Rabia Brodbeck sonradan buluştuğu İslam’ı dolu dolu yaşama gayretinde olan ve bunu tasavvuf pınarlarıyla besleyen bir derviş… Bu kutlu yolculuk boyunca yaşadıklarını yazılarıyla geniş bir kitleye ulaştırma gayreti bu kitabında da devam ediyor; “Günahlarına ağla! Ağlayamıyorsan niye ağlayamıyorum diye ağla…” diyerek yol gösteriyor.

İletişim: Sufi Kitap, Alayköşkü Cad. No: 5 Cağaloğlu, Fatih / İstanbul. Tel: 0212 511 24 24

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.