Kalp Katılığı Nasıl Gider?

Günümüzün en büyük mânevî hastalıklarından biri olan katılığının tedavisi nedir? Nelerden uzak kaldığımız için kalbimiz katılaşıyor?

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Onlar cimrilik edip insanlara da cimriliği emrederler. Kim yüz çevirirse şüphesiz ki Allah zengindir, hemde lâyıktır.” (Hadîd, 24)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Cömert insan, Allâh’a, Cennetʼe ve insanlara yakın; Cehennem ateşine uzaktır. Cimri ise, Allâh’a, Cennetʼe ve insanlara uzak; Cehennem ateşine yakındır! Câhil cömert, Allah Teâlâ’ya cimri âbidden daha sevimlidir.” (Tirmizî, Birr, 40/1961)

KALP KATILIĞININ TEDAVİSİ

Günümüzün en büyük mânevî hastalıklarından biri, cömertlik ve infaktan uzak kalmak sebebiyle kalplerin katılaşmasıdır. Kalp katılığının tedâvîsini ise Rasûl-i Ekrem (sav) Efendimiz şöyle bildirmiştir:

“Eğer kalbinin yumuşamasını istiyorsan, fakiri yedir, yetimin başını okşa!..” (Ahmed bin Hanbel, Müsned, II, 263)

Hazret-i Mevlânâ da âdeta bu hadîsin şerhi mâhiyetinde şöyle buyurur:

“Fakr u zarûret içinde boğulan gönüller, dumanla dolu bir eve benzer. Sen onların derdini dinlemek sûretiyle o dumanlı eve bir pencere aç ki, onun dumanı çekilsin ve senin de kalbin rakikleşip rûhun incelsin.”

Peygamberimiz (sav) Seleme oğullarına “Efendiniz kimdir?” buyurdu. “Cedd b. Kays’dır ve biz onu cimri görüyoruz.” dediler. Peygamberimiz (sav): “Cimrilikten daha büyük bir hastalık var mıdır?” Hayır, sizin efendiniz (cömert olan) Ebyaz Amr b. El-Cemûh’tur.” buyurdu. (Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, hadis no: 15743)

Büyüklerden biri şöyle demiştir: İnsan tabiî yaratılışı itibariyle iyi ve temizdir. Nefs-i nâtıkası itibariyle de yaratılan her özelliği kendi başına kaldıkça böylece tertemizdir. Karşı gelme, ancak insan nefsinin diğer özellikleriyle bir araya gelmesi sebebiyle olmaktadır. İnsan elinde tutmayı seven bir tabîatta yaratılmıştır. Çünkü aslı, kuruluk ve tutma özelliği olan topraktır. Dolayısıyla da kendisine ve başkasına âid olan malın gitmesine râzı olmaz, cimrilik eder ve başkasına cimriliği emreder. (Rûhu’l-Beyân, 20.Cilt, Erkam Yay.)

İslam ve İhsan

KALP KATILIĞI NASIL GİDERİLİR?

Kalp Katılığı Nasıl Giderilir?

KALP KAYMASINA KARŞI OKUNACAK DUA

Kalp Kaymasına Karşı Okunacak Dua

KALP KATILIĞININ İLACI

Kalp Katılığının İlacı

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.