Kamer Suresi 29. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Kamer Suresi 29. ayeti ne anlatıyor? Kamer Suresi 29. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Kamer Suresi 29. Ayetinin Arapçası:
فَنَادَوْا صَاحِبَهُمْ فَتَعَاطٰى فَعَقَرَ
Kamer Suresi 29. Ayetinin Meali (Anlamı):
Fakat onlar, içlerindeki en azgın arkadaşlarını çağırıp onu kışkırttılar. O da bıçağını kapıp deveyi hunharca kesiverdi.
Kamer Suresi 29. Ayetinin Tefsiri:
Semûd, Sâlih (a.s.)’ın kavmidir. Bu kavmin özellikleri, niçin ve nasıl helak edildikleri önceki sûrelerde anlatılmıştı. (bk. A‘râf 7/73-79; Hud 11/61-68; Şuarâ 26/141-159)
Bunlar, peygamberlerini yalanlamışlar, ona iman ve itaati gururlarına yedirememişlerdir. Ona inanmamak için şu sebepleri ileri sürmüşlerdir:
› Hz. Sâlih bir insandır, dolayısıyla diğer insanlardan farklı bir yönü yoktur.
› Kavminin içinden çıkmış bir şahıstır ve kendilerinden üstün değildir.
› O, sıradan bir şahıstır. Ne bir kabilenin reisi, ne bir grubun lideri ne de bir gücün sahibidir. Arkası ve taraftarı olmayan tek başına bir şahıstır.
› Hatta o, peygamberliği bahane edip başlarına geçmek isteyen yalancı şımarık biridir. O halde Hz. Sâlih’in üstünlüğünü kabul etmek için haklı bir gerekçe görülmemektedir.
Nitekim Mekkeli müşrikler de aynı cehalet içindeydiler. Zira onlar da Hz. Muhammed (s.a.s.)’in peygamberliğini reddedebilmek için aynı gerekçeleri öne sürüyorlardı. Yani “Hz. Muhammed (s.a.s.) de sıradan insanlar gibi alış veriş yaptığı halde ve içimizde doğmuş büyümüşken, şimdi kalkmış Allah’ın kendisine peygamberlik verdiğini iddia etmektedir” diyorlardı.
Semûd kavmi, Hz. Sâlih’ten mûcize talebinde bulunup, kayadan dişi bir deve çıkarmasını istediler. İstedikleri oldu. Yalnız su sıkıntısı çekilen bir dönemde ilâhî emirle deve onların sularına ortak kılındı. Kuyudan çıkan su, bir gün devenin, bir gün diğer insan ve hayvanların olacaktı. Böyle bir müddet devam edildi. Deve nöbeti olduğu günde kuyunun tüm suyunu içiyor, geriye hiçbir şey kalmıyordu. Buna dayanamayan azgınlar, Hz. Sâlih’in deveye bir kötülük yapmamaları yönünde ısrarlı uyarılarına rağmen, çareyi deveyi öldürmekte buldular. Bu işi yapmak üzere de azgınlığıyla meşhur bir arkadaşlarını çağırdılar. O da bıçağını kapıp deveyi ayaklarından biçerek öldürdü. Allah Teâlâ onların üzerine korkunç bir çığlık gönderdi. Neticede helak edildiler. Ağılcının topladığı çalı çırpı kırıntıları gibi kırılıp dökülüverdiler. Çoban ağılının etrafına hususi bir mekân olmak üzere çekilen çalı çırpının dökülüp çiğnenerek çürümüş olan kırıntıları gibi, yahut çobanın ağılında yaktığı çalı çırpının yanık kırıntıları gibi kırılakaldılar. Onların bu hali de, şüphesiz düşünüp ders ve öğüt alacaklar için büyük bir ibrettir.
Lût kavmine gelince:Kamer Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Kamer Suresi 29. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR