Kamer Suresi 4. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Kamer Suresi 4. ayeti ne anlatıyor? Kamer Suresi 4. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Kamer Suresi 4. Ayetinin Arapçası:
وَلَقَدْ جَٓاءَهُمْ مِنَ الْاَنْبَٓاءِ مَا ف۪يهِ مُزْدَجَرٌۙ
Kamer Suresi 4. Ayetinin Meali (Anlamı):
Doğrusu onlara, inandıkları takdirde kendilerini içinde bulundukları inkâr bataklığından çekip çıkaracak nice mühim haberler gelmiştir.
Kamer Suresi 4. Ayetinin Tefsiri:
İnkârcılar dinî gerçekleri yalanlayıp buna mukâbil kendi hevâ ve heveslerine uyarlar. Fakat bu, Allah Teâlâ’nın hayır veya şer her iş için takdir ettiği neticeyi değiştirmeyecektir. Kâinatta var olan bütün varlık ve hâdiselerin belli bir gayesi vardır. Her şey Allah’ın ilminde bir takdire bağlanmış olup belirlenmiş bir âkıbete doğru gitmektedir. Her şeyin bir dünyada görünen bir de âhirette ortaya çıkacak gerçek yüzü vardır. Böylece Peygamber (s.a.s.)’in vazifesinin yüceliği, buna karşılık münkirlerin nefsânî arzularına bağlanıp kalmalarının süflîliği, vakti gelince belli olacaktır. Resûlullah (s.a.s.)’in yaptığı tebliğ işi, zannettikleri gibi gelip geçici bir şey değil, ebediyen kalıcı tesiri olan bir gerçektir. Aslında mükemmel bir hikmet olan Kur’ân-ı Kerîm, inanıp tâbi oldukları takdirde onları her türlü yanlış itikat, ahlâk ve amelden vazgeçirecek son derece tesirli haberler ihtivâ etmektedir. Fakat bunların kalplerde tesir icra etmesi için “inanma” şartı vardır. Cenâb-ı Hak, Peygamberimiz (s.a.s.)’i teselli ve irşat sadedinde şöyle buyurur: “Sen ancak Kur’an’a uyan ve görmediği halde Rahman’dan korkan kimseyi uyarabilirsin.” (Yâsin 36/11) Demek ki iman olmadan bu uyarıların bir faydası yoktur. Nitekim, “Fakat, iman etmeyecek bir gürûha ne bu deliller, ne de uyarılar bir fayda verir” (Yûnus 10/101) âyet-i kerîmesi de bu gerçeği bildirir.
Gelelim işin mahşer safhasına:Kamer Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Kamer Suresi 4. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...