“Kanaat Eden Mutlu Olur” Hadisi
“İslâm’ın dosdoğru yoluna ulaştırılan ve geçimi yeterli olup da buna kanaat eden kimse, ne kadar mutludur!” Hadisini nasıl anlamalıyız?
Ebû Muhammed Fedâle İbni Ubeyd el-Ensârî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İslâm’ın dosdoğru yoluna ulaştırılan ve geçimi yeterli olup da buna kanaat eden kimse, ne kadar mutludur!” (Tirmizî, Zühd 35)
Hadisi Nasıl Anlamalıyız?
Bu dünyada İslâm’ın dosdoğru yoluna girerek kâmil bir mü’min ve iyi bir Müslüman olmaktan daha büyük saâdet düşünülemez. Çünkü İslâm kişiyi hem bu dünyada hem de âhirette mutluluğa ulaştırır. Bu dünyadaki geçimi yeterli derecede olup da buna kanaat eden kimse dünyalık hırslardan, tamakârlıktan, hased ve benzeri kötü huylardan kendisini arındırmış sayılır. Kendisine ihsan olunan nimete kanaat etmeyen, elindekini de kaybeder. Kaybetmese bile iyi bir mü’min olduğu söylenemez. Bahtiyarlığı da elde edemez.
Hadisten Öğrendiklerimiz
1. İslâm en büyük nimet, Müslüman olmak en üstün fazilettir.
2. Kişinin dünya ve âhiret saadeti, dindarlığındaki kemâli, kendisine verilen rızka kanaati ve şükrü, Allah’ın verdiğine rızâ göstermesiyle mümkündür.
Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları