Kanada Da Artık 'daeş' Diyecek

Kanada'da resmi açıklamalarda "ISIS" ya da "ISIL" olarak isimlendirilen terör örgütü için "DAEŞ" ifadesi kullanılacak.

Kanada Kamu Güvenliği Bakanı Ralph Goodale, bakanlığınca hazırlanan "Kanada'ya Terör Tehdidi 2016 Raporu"nun ön sözünde "Amaçlarına ulaşmak için şiddeti ve terörü seçen ve kendilerine sözde 'İslam Devleti' denen bu grubun, ne İslam’la ne de devlet olmakla alakası yoktur. Bu nedenle DAEŞ ifadesi kullanılacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

ÜLKEDE DAEŞ'E KATILANLARIN YÜZDE 20'Sİ KADIN

Raporda Kanada’dan DAEŞ gibi terör örgütlerine katılan şüphelilerin yüzde 20'sinin kadınlardan oluştuğu belirtildi.

Raporda "Suriye'ye seyahat eden kadınların hangi amaçla seyahat ettikleri meçhuldür. En sık düşünülen varsayım ise kadınların teröristlerle evlenmek için yurt dışına seyahat ettikleridir ancak bu kişilerin seyahat nedenleri ve nihai rollerinde değişkenlik olmaktadır." denildi.

Ayrıca, bazı kadınların bu terörist gruplar içinde "ikincil roller" alabildiği gibi, bazılarının da çatışmalara katıldıkları bildirildi.

2015'TE 180 ŞÜPHELİ TERÖR ÖRGÜTLERİNE KATILDI

Raporda 2015'te 180 şüphelinin başta DAEŞ olmak üzere terör örgütlerine katılmak üzere ülkeden ayrıldığına yer verildi. Bu rakamın 2014'te 130 olduğu aktarılan raporda, geçen yıl bu şüphelilerden 60 kadarının Kanada’ya geri döndüğü kaydedildi.

Rapora göre, şüphelilerin gittiği ülkelerde ilk sırayı Irak, Suriye ve Türkiye aldı.

Raporda, ülkelerine geri dönenlerin yaşadıkları deneyimleri çevrelerine aktararak taraftar topladıkları, angaje oldukları organizasyonlar için maddi destek aradıkları ve bu organizasyonlar adına Kanada'da terör saldırılarını planlayabilecekleri vurgulandı.

Kaynak: Star Gazetesi

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.