Kar Engeline Takılan Köylere 'anne Oteli' Çare Oldu

Hakkari'de kadınların doğum öncesinde kışın kapanan yollar nedeniyle mağdur olmaması için oluşturulan "anne oteli"nden şu ana kadar 907 kadın yararlandı.

Hakkari'de, kadınların doğum öncesinde kışın kapanan yollar nedeniyle mağdur olmaması için oluşturulan "anne oteli"nden şimdiye kadar 907 kadın yaralandı.

Hakkari Devlet Hastanesi bünyesinde 2008 yılında 2 yataklı kurulan "anne oteli"nin yatak sayısı 8'e çıkarıldı. Anne oteli, kışın kar yağışı nedeniyle yolların kapanması sonucu evlerine gidip gelmekte sıkıntı yaşayan anne adaylarını ağırlıyor.

Doğumdan kısa süre önce evlerinden alınan ve anne otelinde müşahede altında tutulan kadınlar, doğumlarını risksiz şekilde yapma imkanına kavuşuyor.

Şimdiye kadar 907 kadının yararlandığı anne otelinde, yeni doğum yapmış ancak bebeğinin tedavi olması gereken anneler de kalabiliyor.

"Erken müdahale hayat kurtarıyor"

Hakkari Devlet Hastanesi Başhekimi Opr. Dr. Seda Baştürk, il merkezi ve ulaşımın zor sağlandığı köylerde hamile kadınlara  müdahalede geç kalınmaması için böyle bir proje başlatıldığını söyledi.

Erken müdahalenin hem annenin hem de bebeğin hayatını kurtardığını belirten Baştürk, şöyle konuştu:

"İlimizin içinde bulunduğu iklim ve coğrafi konumu göz önüne alındığında, özellikle içerisinde bulunduğumuz kış aylarında hamile kadınların doğumdan önce hastanemizde misafir etmek istiyoruz. Buradaki amaç, doğum süreci başladığı zaman vakit kaybetmeden gerekli müdahaleyi yapabilmektir. Hastalarımızı doğuma yakın süreçte hastanemize alarak takip etiğimiz zaman müdahaleye de geç kalmayacağımızı, hem annenin hem de bebeğin hayatını kurtarabileceğimizi ve sıkıntıya sokmayacağımızı düşünüyoruz."

Doğum yaptıktan sonra anne otelinde kalan Leyla Bor ise kışın köy yolları kapandığı için kadınların gelip doğum yapmasının çok zor olduğunu anlattı.

Anne otelinde çok güzel odalar bulunduğunu ifade eden Bor, "Mesela ben 3 gündür buradayım. Çocuğuma daha yakınım. Daha önce böyle bir uygulama yoktu. Eve gidip geliyorduk ve çok zor oluyordu. Güzel hizmet olmuş, herkese teşekkür ediyorum." dedi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.