Karabaş Otunun Faydaları Nelerdir?

Karabaş otu, Kekik ve Lavanta bitkilerinin karışımını andıran bir yapıya sahiptir. Karabaş kekik ya da Karabaş Lavanta olarak tanınır. 

Saflık açısından hem Kekik hem de Lavantanın özelliklerini taşıdığından iyileştirici gücü yüksek bir drogdur.

OSMANLI'DA KULLANIMI İÇİN FERMAN ÇIKARDIĞI ŞİFA

Osmanlı döneminde kolera hastalığı bazı yer ve dönemlerde ortaya çıkınca bir ferman yayınlanarak herkesin bu bitkiyi kullanması şart koşulmuştur. Bağırsak içi mikrop virüs ve kötü bakterileri yok edici özelliği Osmanlı döneminde keşfedilmiştir. Stafilokok ve streptokok infeksiyonların da etkilidir.

BEYİN SÜPÜRGESİ DİYE BİLİNİR

Günümüzde Beyin süpürgesi olarak tanınmaya başlanmıştır. Beyin üzerindeki etkilerini kekik özelliğinden alan karabaş otu içeriğindeki etken maddeler Akciğer sorunları ve dolaşım sistemi üzerinde de etkilidir.

Akciğerleri ve bronşları temizleme özelliği sebebi ile Astım hastaları sigara içenler ve sigarayı bırakmaya çalışanlar tarafından da değerlendirilmiştir.

KARABAŞ OTU BİRÇOK DERDE DEVA

Karabaş otu hem hücre bölünmesini önlemekte, hem de prostat, pankreas, bağırsak ve meme tümörlerine karşı etkin özellik göstermektedir. İçerdiği geraniol maddesinin kansere karşı koruyucu ve tümör yok edici özelliği vardır.

Kan dolaşımını düzenleyici özelliği yüksek oranda (yaklaşık 5.000 ppm) içerdiği rosmarinik asitten kaynaklanmaktadır. Rosmarinik asitin önemli diğer iki özelliği  damar sertliğine karşı ve kanı sulandırıcı olmasıdır.

Karabaş otunun içerdiği 1,8-cineole antibakteriyel, antiallerjik, sakinleştirici, burunda oluşan enfeksiyona karşı bir kalkandır. Ses tellerindeki enfeksiyonlara karşı ve tansiyon düşürücü özelliği olan bir maddedir.

Genel olarak karabaş otu yirminin üzerinde antibakteriyel özellikli etkin madde içermektedir. Özellikle, içerdiği caryophyllene maddesi staphylococ ve streptococ bakterilere karşı çok güçlüdür.

KARABAŞ OTU ÇAYI

Karabaş otu çayı taze ya da kurutulmuş çiçeğinden hazırlanır. Önceden kaynatılmış bir fincan suya yaklaşık 1-2 çay kaşığı kurutulmuş karabaş otu atılarak yaklaşık 3-4 dakika bekletilir. Eğer çay taze bitkiden hazırlanıyorsa demlenme süresi 7-8 dakikayı geçmemelidir.

Karabaş otu çayını günde bir bardak tüketmek sağlıklıdır. Bu çayı sürekli olarak kullanmaktan uzak durulmalıdır. Düzenli olarak kullanılacağı durumlarda 2 hafta boyunca kullandıktan sonra iki hafta ara vermek gerekir.

Kaynak: IMMU-NAT

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.