Mü’minler birbirine zimmetlidir. Hiçbir mü’min, diğer bir kardeşi hakkında; “Ondan bana ne!” diyemez. Kardeşinin maddî ve mânevî her türlü derdi, onun da derdidir.
Cenâb-ı Hak; birbirini Allah için seven mü’min kardeşlerin, başka bir gölgenin bulunmadığı kıyâmetin o dehşetli gününde, Arş-ı Âlâ’nın gölgesinde himaye edileceklerini bildirir. (Bkz. Buhârî, Ezân, 36)
Ancak bu kardeşlik, iyi günlerdeki ve rahat zamanlardaki çay-kahve dostluğu zannedilmemelidir. Bu kardeşlik, birbirinin zor gününde, maddî-mânevî sıkıntısını bertaraf etme kardeşliğidir.
“Biz onların yerinde olabilirdik, onlar da bizim yerimizde olabilirlerdi.”
Muhtaç ve muzdarip kardeşlerimizi gördüğümüzde;
“Biz onların yerinde olabilirdik, onlar da bizim yerimizde olabilirlerdi.” diye düşünmeli, onlara yardım etmeliyiz.
Zira kendi rahatını düşünüp etrafındaki ıztıraplara duyarsız kalmak, gerçek bir müslümanın vicdan ufku olamaz.
Kaynak: osmannuritopbas.com