Karı-Kocanın Aynı Kaptan Abdest Alması ile İlgili Hadisler

Kadın-erkek aynı kaptan abdest alabilir mi? Kişinin eşiyle birlikte gusletmesi caiz midir? Kadın ve erkeğin aynı kaptan abdest alması ile ilgili hadisler…

Aişe radıyallahu anh’dan rivâyete göre;

“Ben ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem cünüp iken aynı kaptan guslederdik.” (Ebû Dâvûd, Taharet, 39/77; Müslim Kitâb’ut-Tahâret, b. 9, n. 319, c. 1, s. 255; Neseî, Kitâb’ut-Tahâret, b. 72, c.; Buharî, Kitâb’ut-Tahâret, b. 2. c. 1)

Hadisin Açıklaması

Kadınla kocasının, bir anda aynı kabdaki su ile gusül etmeleri caizdir. Delili bu hadis-i şeriftir.

Şu kadar var ki cünüp oldukları takdirde yıkanırken kurnadaki suyu elle değil de bir kabla alıp dökünürlerse ihtilaftan kurtulunmuş olur.

*

Ümmü Subeyyet’el-Cüheni radıyallahu anh’dan rivâyet edildiğine göre dedi ki:

Bir kaptan abdest alırken kâh benim kâh Peygamber Efendimizin eli (sıra) ile girer çıkardı. (Ebû Dâvûd, Taharet, 39/78; İbn-i Mâce, Kitâb’ut-Tahâret, b. 36, n. 382, c. 1, s. 135)

Hadisin Açıklaması

Ümmü Subeyye’nin Rasûl-i Ekrem ile aynı anda bir kabdan beraber abdest almaları, kadının artığı ile erkeğin ve erkeğin artığı ile kadının abdest alabileceğine delildir.

*

İbn-i Ömer radıyallahu anh’dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem zamanında erkekler ve kadınlar (Müseddet dedi ki) Hep birlikte bir kaptan abdest alırlardı. (Ebû Dâvûd, Taharet, 39/79; Buharî, Kitâb’ut-Tahâret, b. 45, c. 1; Neseî, Kitâb’ut-Tahâret, b. n. 71-343; İbn-i Mâce, Kitâb’ut-Tahâret, b. 36, n. 381, c. 1, s. 134)

Hadisin Açıklaması

Kadınların erkeklerden sakınması, başlarını örtmeleri hakkındaki ayet gelmeden, kadınlar ve erkekler bir arada aynı kaptan abdest alırlardı. Hicap ayeti gelince ancak mahrem olanlar bu şekilde abdest alabilir oldular. (Avn’ül-Mabûd c. 1, s. 30)

*

Abdullah bin Ömer radıyallahu anh’dan rivâyete göre dedi ki:

Rasûlullah zamanında biz ve kadınlar bir kaptan abdest alır aynı kaba ellerimizi uzatırdık. (Ebû Dâvûd, Taharet, 39/80)

Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

ABDEST NASIL ALINIR?

Abdest Nasıl Alınır?

GUSÜL ABDESTİ (BOY ABDESTİ) NASIL ALINIR?

Gusül Abdesti (Boy Abdesti) Nasıl Alınır?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.