Karîb (Akrab) Ne Demektir?
Karîb (akrab) ne demektir? Kısaca anlamı nedir?
Yaklaşmak, yakın olmak, böğründen şikâyet etmek, kılıca kın yapmak, kılıcı kına koymak, cima yapmak anlamlarındaki "k-r-b" kökünden türeyen karîb, hısım, yakın demektir.
Allah'ın sıfatı olarak karîb; zaman, mekan ve cihet itibariyle değil kullarına onların hallerini, yaptıklarını, söylediklerini, düşündüklerini, dualarını bilmesi, görmesi, duyması, şahit olması, yardım etmesi, koruması itibariyle yakın demektir: "Nerede olursanız olun, O sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı görendir." (Hadîd, 57/4).
Karîb kelimesi Kur'ân'da 25 âyette geçmiş ve bunlardan beşi Allah'ı nitelemede kullanılmıştır: "(Ey Peygamberim!) Kullarım, sana benden sorarlarsa (onlara bildir ki): Ben (onlara) yakınım (karîb). Bana dua edince, dua edenin duasına icâbet ederim..." (Bakara, 2/186); "...O'ndan mağfiret dileyin, sonra O'na tevbe edin. Çünkü Rabbim (rahmet ve mağfiretiyle) yakındır (duaları) kabul edendir, (karîb, mücîb)" (Hûd, 11/61); "De ki: Eğer saparsam, kendi aleyhime sapmış olurum. Eğer doğru yolu bulursam, bu da Rabbimin bana vahyettiği (bu Kur'ân) sayesindedir. Şüphesiz O, işitendir, yakındır. (semî, karîb)" (Sebe', 34/50).
Âyet meâllerinden de anlaşılacağı üzere Allah'ın yakın olması, duaları duyması ve icabet etmesi, tevbe ve istiğfarı kabul etmesi, doğru yolu göstermesi itibariyledir. A'raf sûresinin 56. âyetinde Allah'ın rahmetinin, Bakara sûresinin 214. âyetinde yardımının yakın olduğu bildirilmiştir.
Kur'ân'da 15 âyette ism-i tafdîl şekli olan akrab kelimesi geçmiş bunlardan ikisi ile Allah tasvir edilmiştir: "Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne fısıldadığını biliriz. Çünkü biz ona şah damarından daha yakınız." (Kâf, 50/16); "Biz ona (ölmek üzere olan insana) sizden daha yakınız, fakat siz göremezsiniz", (Vâkı'a, 56/85) âyetlerindeki yakınlık da maddi anlamda değildir.
Kaynak: Diyanet
YORUMLAR