Karpuzun İyisi Nasıl Seçilir?

Pazarda veya markette karpuz alırken nelere dikkat etmek gerekir? Karpuzun iyisi nasıl anlaşılır?

Karpuz hasat edildikten sonra olgunlaşmaya devam etmeyen bir meyvedir. Bu nedenle karpuz satın alırken dikkat edilmesi gereken noktaları bilmek gerekir. Peki karpuz nasıl seçilir? İşte cevabı...

  • Karpuzun dış rengi canlı olmalı, güzel görünmeli, canlı renkli olan, üzerinde girinti çıkıntı bulunmayan ve düzgün bir yuvarlaklığa sahip bir karpuz seçin.
  • Üzerindeki çizgilerin açık renkte olanları beyaz veya hafif sarılaşmış olmalı, koyu renkte olan çizgiler ise ne kadar koyu yeşil olursa o kadar iyidir,
  • Karpuzun göbeği (toprağa gelen kısmı) sarı olmalı, bu renk ne kadar turuncu ya da kırmızıya çalıyorsa o kadar iyidir, bu renk ne kadar koyu ise o kadar tatlıdır, sarı renkli göbek beyazdan daha iyidir; beyaz ya da açık yeşil renkte olmamalı. Eğer karpuzda göbek (toprağa gelen kısım) yoksa, karpuz erken hasat edilmiş olabilir. Bu da karpuzun tat, doku ve sululuk durumunu olumsuz etkileyecektir.
  • Olgun karpuzun kabuğu tırnakla kolay çizilir.
  • Karpuza hafif bastırınca kütürdeme sesi gelir. (Bu yöntem hasat işareti olarak kullanılmamalıdır.)
  • Ağırlığını hissedin, karpuz, ele alındığında göründüğünden daha ağır olmalıdır. Aynı boyutta iki karpuzu elinize alıp test edebilirsiniz. Daha ağır olan daha sulu ve tatlıdır. Fakat küçük bir karpuz beklenenden daha ağırsa kabak olma ihtimali yüksektir.
  •  Kabuğundaki böcek izlerine iyi bakın, böcekler yeterince olgunlaşıp, kıvama gelmiş karpuzları yemeyi tercih eder. Kabuğu böcekler tarafından yenerek, hafif aşınmış karpuzu tercih edilebilir.
  • Dinleyin, karpuza vurduğunuzda çıkan ses tok olmalıdır. Eğer ses derinden geliyorsa, bu karpuzun yeterince olgunlaşmadığını gösterir. Ham karpuz tiz ses verir. Olgun karpuz bas ses verir.
  • Sapı kuruya yakın ve incelmiş olmalı, koparılmak istendiğinde çabuk kopmalı.
  • İyi bir karpuz, şekli simetrik olandır.
  • Karpuz tarlada ise, karpuzun olup olmaması, karpuzu köküne bağlayan dalın hemen yanında yaprak (sarmaşık veya kulağı denir), eğer o tamamen kurumuşsa karpuz olmuştur.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.