Karun’un Helakı ile İlgili Ayetler

İSLAM VE İHSAN

Kârun hangi ayetlerde geçiyor? Kârun nasıl helâk oldu? Kârun’un helâkı ile ilgili ayetler...

Cenâb-ı Hak, nîmetlere gark olduktan sonra azgınlaşan isyankâr Kârun’u ve ona imrenen gâfil insanları misâl vermektedir.

KÂRUN’UN HELÂKI İLE İLGİLİ AYETLER

Âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur:

“Karun ise: O (servet) bana ancak kendimdeki bilgi sayesinde verildi, demişti. Bilmiyor muydu ki Allah, kendinden önceki nesillerden, ondan daha güçlü, ondan daha çok taraftarı olan kimseleri helâk etmişti. Günahkârlardan günahları sorulmaz (Allah onların hepsini bilir). 

Derken Kârun, ihtişam içinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını arzu edenler, «Keşke Kârun’a verilenin bir misli bize de verilseydi. Hakîkaten o, büyük bir devlete sahip!» dediler. Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise şöyle dediler:

«–Yazıklar olsun size! Îmân edip sâlih amel işleyenler için Allâh’ın mükâfâtı daha hayırlıdır. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir.»

Nihâyet Biz Kârun’u da, (gururlandığı ve kibirlendiği servetiyle beraber) sarayını da yerin dibine geçirdik. Artık Allâh’a karşı kendisine yardım edecek avanesi olmadığı gibi, o, kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi. Daha dün onun yerinde olmayı isteyenler de:

«–Vay bize! Demek ki Allah, kullarından dilediğine rızkı bol da verebiliyor, az da! Şayet Allah lûtufta bulunmuş olmasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi. Demek ki inkârcılar iflâh olmazmış!» demeye başladılar.” (el-Kasas, 78-82)

Âyet-i kerîmeden şu hususu da anlamak mümkündür: Bir kimseye imtihan için verilen dünya malı, onun Allah katındaki derecesini ve kıymetini göstermemektedir. Nitekim Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“Eğer dünya, Allah katında sivrisineğin kanadı kadar bir değere sahip olsaydı, Allah hiçbir kâfire dünyadan bir yudum su bile içirmezdi.” buyurmuşlardır. (Tirmizî, Zühd, 13)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Saadet Damlaları, Erkam Yayınları