Kasas Suresi 22. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Kasas Suresi 22. ayeti ne anlatıyor? Kasas Suresi 22. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Kasas Suresi 22. Ayetinin Arapçası:

وَلَمَّا تَوَجَّهَ تِلْقَٓاءَ مَدْيَنَ قَالَ عَسٰى رَبّ۪ٓي اَنْ يَهْدِيَن۪ي سَوَٓاءَ السَّب۪يلِ

Kasas Suresi 22. Ayetinin Meali (Anlamı):

Mûsâ Medyen tarafına yönelince: “Umarım, Rabbim beni doğru yola eriştirir” dedi.

Kasas Suresi 22. Ayetinin Tefsiri:

Hakkında idam fermanı verilen Hz. Mûsâ, hiç vakit kaybetmeden Medyen’e doğru hareket etti. Aslında o, şehir dışına hiç çıkmamıştı ve nereye gideceğini de bilmiyordu. Hattâ yanına yiyecek bile almamıştı. Medyen, o zaman Mısır’dan sekiz günlük bir mesâfede idi. Ancak Medyen halkı ile Mûsâ (a.s.) arasında akrabâlık bulunduğu rivayet edilir. Zira Medyenliler de Hz. Mûsâ da İbrâhim (a.s.)’ın evlatlarındandı. Hattâ Medyen, Hz. İbrâhim’in oğullarından birinin adı idi ve bu şehir Firavun’un idâresi altında değildi.

Nihâyet Mûsâ Medyen’e ulaştı. Halk, Medyen kalesinden sürülerini çıkarıyordu. Hz. Mûsâ’nın durduğu yerde bir su kuyusu vardı ve kaleden çıkan sürüler, oraya doğru geliyorlardı. Biraz sonra, herkes koyunlarını sulamak için kuyunun etrafına üşüşmüştü. Ancak iki kızcağızın koyunlarını alıp kenarda durmaları ve kalabalığa karışmamaları, Hz. Mûsâ’nın dikkatini çekti. Onlara sordu:

“–Siz niye bekliyorsunuz? Hayvanlarınızı niçin sulamıyorsunuz?”  Kızlar:

“–Çobanlar işlerini bitirip gitmedikçe hayvanlarımızı sulayamıyoruz” dediler. Mûsâ:

“–Kimseniz yok mu?” dedi. Bunun üzerine:

“–Babamız çok yaşlı ve hâlsiz. Bu sebeple koyunları biz sulayıp otlatmak zorunda kalıyoruz. Erkeklerin içine girmek istemediğimiz için onlar çekilip gidince sürülerimize su veriyoruz. Fakat bazan de önce onlar suladığı için kuyuda su bitmiş oluyor; hayvanlarımızı sulayamıyoruz!” dediler.

Bir rivayete göre bunlar, Şuayb (a.s.)’ın kızları Safûra ile Süfeyrâ idi.

Mûsâ, sekiz gündür aç olmasına rağmen çok güç de olsa kuyudan su çekti, Safûra ile Süfeyrâ’nın hayvanlarını suladı. Açlığını, yorgunluğunu, yabancı sahipsiz bir kimse olduğunu, peşinden düşmanların kovaladığını bahane ederek, yapması gereken iyiliği yapmaktan vazgeçmedi. Çünkü aldığı terbiye, sahip olduğu ahlâkî anlayış ve bozulmamış tertemiz fıtratı bunu gerektiriyordu. Kızlar teşekkür edip oradan ayrıldılar. Mûsâ ise günlerdir bir şey yememişti; çok açtı. “Rabbim! Şüphesiz, bana lütfedeceğin her iyiliğe öylesine muhtacım ki!” sözleriyle de Rabbinden kendisine maddi-manevî lutufta bulunmasını, hususiyle azık ihsân etmesini niyâz etmekteydi. Mûsâ’nın bu duasını: “Doğrusu bana indirdiğin hayırdan dolayı muhtaç duruma düştüm!” şeklinde mânalandırmak da mümkündür. Buna göre Mûsâ, kendisine tevdî edilen yüce vazîfeye ve bu sebeple dünyada fakir düşüşüne işaret ediyordu. Çünkü o, Firavun’un yanında bolluk içinde idi. Fakat bu sözler, şikâyet için değil, Cenâb-ı Hakk’ın kendisini selâmete eriştirmesine bir teşekkür ve açlığını gidermesi için de bir nâz ve niyâz kabîlindendi.

Şuayb (a.s.), kızlarının davarları sulamaktan erken döndüklerini görünce şaşırdı ve bunun sebebini sordu. Kızları da, daha önce o beldede hiç görmedikleri sâlih bir insanın kendilerine yardım ettiğini söylediler:

Kasas Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Kasas Suresi 22. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...