Kasas Suresi 68. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Kasas Suresi 68. ayeti ne anlatıyor? Kasas Suresi 68. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Kasas Suresi 68. Ayetinin Arapçası:

وَرَبُّكَ يَخْلُقُ مَا يَشَٓاءُ وَيَخْتَارُۜ مَا كَانَ لَهُمُ الْخِيَرَةُۜ سُبْحَانَ اللّٰهِ وَتَعَالٰى عَمَّا يُشْرِكُونَ

Kasas Suresi 68. Ayetinin Meali (Anlamı):

Rabbin dilediğini yaratır ve seçer. İnsanların bu hususta seçme hakkı ve yetkisi yoktur. Allah, onların ortak koştuğu şeylerden çok uzak ve pek yücedir.

Kasas Suresi 68. Ayetinin Tefsiri:

Bu âyetlerde şirk düşüncesi reddedilip tevhid akîdesi ispat edilmektedir. Buna göre gökleri ve yeriyle tüm kâinatı, canlı cansız tüm varlıkları yaratan, onlara hususiyetlerini veren ve her birini yaratılış gayesi istikametinde yönlendiren Allah Teâlâ’dır. Fâil-i muhtâr O’dur; dilediğini yaratır, dilediğini seçer. Bazı şeyleri cansız varlık, bazılarını bitki, bazılarını hayvan, bazılarını insan olarak yaratmak; bunların bir kısmını veli, bazısını peygamber olarak seçmek; yine bazı varlıkları şeytan, bazısını cin olarak, bazı mahlûkatı melek, bazı melekleri mukarrabîn[1], bazılarını da ruhânî olarak yaratmak sadece O’nun hakkıdır. O, bunları yaratırken hiç kimseye sormuş, akıl danışmış değildir. Müşriklerin koştukları ortakların ve diğer insanların bunda hiçbir payları yoktur. Âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur:

“Ben İblîs’i ve soyunu, ne göklerin ve yerin yaratılışına ne de bizzat kendi yaratılışlarına şâhit tuttum. Ayrıca insanları doğru yoldan saptıranları ben kendime yardımcı da edinmiş değilim!” (Kehf 18/51)

“Rasûlüm! Müşriklere de ki: «Allah’tan başka ilâh sandığınız şeylere istediğiniz kadar yalvarın durun. Bunların size hiçbir faydası olmayacaktır. Çünkü onlar ne göklerde ne de yerde zerre miktarı bir şeyin bile gerçek sahibi değillerdir. Göklerin ve yerin hâkimiyet ve yönetiminde onların hiçbir ortaklıkları da yoktur. Ayrıca, Allah onlardan bir yardımcı edinmiş veya edinecek de değildir.»” (Sebe’ 34/22)

Buna göre müşriklerin sırf zan ve kuruntudan hareketle bir kısım varlıklara beşer üstü güç atfetmeleri; onları bela savıcı, hazineler bahşedici, şifa verici, hastalıkları iyileştirici ve dualara karşılık verici şeklinde nitelemelerinin aslı yoktur. Onlara Allah’ın sıfatlarından bir pay ayırmalarının ve ona ortak koşmalarının hiçbir haklı gerekçesi bulunmamaktadır. İlmiyle, kudretiyle, ezeli ve ebedî olarak hamde liyâkatiyle, hüküm ve hükümranlığın tekelinde oluşuyla ve âhirette kullarını hesaba çekecek yegâne varlık oluşuyla tek İlah ve tek Rab Allah Teâlâ’dır. Kimse O’nun kudretine karşı gelemez. Kimse O’nun ilmi ve bilgisi dışında kalamaz. Kimse O’nun hükmüne karşı çıkamaz ve hükmünü değiştiremez. Hiç kimse Allah’ın her canlıya takdir buyurduğu ölümden kendini kurtaramadığı gibi, ölümden sonra yeniden dirilip huzur-ı ilâhîye çıkarak hesap vermekten de ne kendisi ne de bir başkası onu kurtaramaz.

Cenâb-ı Hakk’ın, kâinatta zuhûr eden ilâhî kudret akışları ve azamet tecellileri de O’nun tek ilâh ve tek Rab olduğuna şâhitlik etmektedir:


[1] Mukarrabîn: Allah’a en yakın kullar.

Kasas Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Kasas Suresi 68. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...