Kasas Suresi 83. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Kasas Suresi 83. ayeti ne anlatıyor? Kasas Suresi 83. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Kasas Suresi 83. Ayetinin Arapçası:
تِلْكَ الدَّارُ الْاٰخِرَةُ نَجْعَلُهَا لِلَّذ۪ينَ لَا يُر۪يدُونَ عُلُوًّا فِي الْاَرْضِ وَلَا فَسَادًاۜ وَالْعَاقِبَةُ لِلْمُتَّق۪ينَ
Kasas Suresi 83. Ayetinin Meali (Anlamı):
İşte şu âhiret yurdunu biz, yeryüzünde büyüklük taslamayan ve bozgunculuk peşinde olmayanlara nasip edeceğiz. Dünya ve âhirette hayırlı âkıbet, kalpleri Allah’a saygıyla dopdolu olup O’na karşı gelmekten sakınanlar içindir.
Kasas Suresi 83. Ayetinin Tefsiri:
“Âhiret
yurdu”ndan maksat, cennettir. Cennete girecek bahtiyâr kulların üç mühim vasfı
şöyledir:
Birincisi;
bunlar mütevazıdırlar. Sahip oldukları tüm nimetlerin gerçek sahibinin Allah
olduğunu bilirler. Bu sebeple maddi ve mânevî imkânlarıyla kimseye karşı
üstünlük taslamaz, böbürlenmezler. Böyle bir şeyi arzu da etmezler. Şâir ne
güzel söyler:
“Mazhar-ı
feyz olamaz düşmeyicek hâke nebât
Mütevâzî
olanı rahmet-i Rahmân büyütür.”
“Tohum
toprağa düşmeyince filizlenip büyüyemez. Bu bakımdan Allah Teâlâ’nın rahmeti,
kibirlileri değil anca mütevâzı olanları büyütür ve yüceltir.”
Resûlullah
(s.a.s.), hiç kimsenin kendisini arkadaşlarından farklı görmesini sevmezdi. Bir
sefer esnâsında, ashâbından koyun kesip pişirmelerini istemişti. Sahâbeden
biri:
“–Yâ
Resûlallah, onu ben keseyim” dedi. Başka biri:
“–Yâ
Resûlallah, yüzmesi de benim vazîfem olsun” dedi. Bir başkası da:
“–Yâ
Resûlallah, pişirmesi de bana âit olsun” dedi. Fahr-i Kâinat Efendimiz de:
“–O
hâlde odun toplamak da bana âit olsun” buyurdu. Sahâbîler:
“–Yâ
Resûlallah! Biz onu da yaparız, Siz’in yorulmanıza gerek yok” dedilerse de
Peygamber Efendimiz:
“–Sizin,
benim işimi de yapabileceğinizi biliyorum. Fakat ben, size göre imtiyazlı bir
durumda bulunmaktan hoşlanmam. Çünkü Allah Teâlâ, kulunun, arkadaşları arasında
imtiyazlı durumda olmasını sevmez” buyurdu. (Kastallânî, el-Mevâhibü’l-Ledünniye, Mısır,
1281, I, 385)
Bir
tevazu örneği de Hz. Ömer’den:
Bir
gün Ahnef b. Kays (r.a.), Arapların ileri gelenlerinden bâzı kimselerle
birlikte Hz. Ömer’i ziyârete gitmiş; onu, elbisesinin eteklerini beline
sıkıştırmış koşar vaziyette bulmuştu. Ömer (r.a.), Ahnef’i gördüğünde ona:
“–Gel
de yardımcı ol. Devlete âit bir deve kaçtı. Bu malda kaç kişinin hakkı olduğunu
biliyorsun” dedi. O esnâda biri:
“–Neden
kendini bu kadar üzüyorsun? Deveyi yakalamak için bir köleyi vazîfelendirsen
olmaz mı?” dedi. Hz. Ömer:
“–Benden
daha iyi köle mi olurmuş!?” cevâbını verdi. (Topbaş, Faziletler Medeniyeti-1,
s. 398)
İkincisi;
âyetin övdüğü bu seçkin insanlar, bozgunculuk peşinde olan kimseler de
değildir. Ellerinden ve dilerinden kimseye zarar gelmeyen, bilakis fayda gelen;
imkânları nispetinde ıslaha çalışan kimselerdir.
Üçüncüsü;
bunlar takvâ sahibidirler. Kalpleri Allah’a karşı saygı ve korkuyla doludur. Bu
korkuyla O’na karşı gelmekten sakınır, günahlardan uzak durur, güzel ve yararlı
işler yapmanın peşinde olurlar.
Bu
sebepten ötürü onlar, dünya ve âhirette en güzel sonuçlara ulaşacaklardır.
Özellikle öte âlemde çok büyük kazanç elde edeceklerdir. Çünkü Allah Teâlâ
kıyâmet günü, iyilikleri kat kat mükâfatlandıracaktır. Verilecek bu mükâfat,
getirilen iyiliğin mâhiyeti ve yapılış keyfiyeti itibariyle bire on, bire yüz,
bire yedi yüz veya daha fazla olabilecektir. (bk. En‘âm 6/160; Bakara 2/261)
Kötülükler ise, affedilmediği takdirde, Allah’ın bir rahmet tecellisi olarak
sadece misliyle cezalandırılacaktır.
Getirdiği bu eşsiz kâidelerle hayat taze ve yepyeni
bir düzen vermekle olan Peygamber’in temsil ettiği davanın önünün açık olduğu
ve mutlaka başarıya ulaşacağı müjdelenerek buyruluyor ki:
Kasas Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Kasas Suresi 83. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...