Abidevi Şahsiyetler

Cömertlikte Örnek İnsan

Mahmud Sami Ramazanoğlu Hazretleri gerek hac yolculuğunda, gerekse diğer zamanlarda, bir fakir, kendisinden aynı gün içinde defalarca yardım istese, kat’iyyen g

Abdurrahim Karakoç Bakırköy’de Anılacak

Türk edebiyat tarihinin önemli şair ve söz yazarlarından Abdurrahim Karakoç, 22 Şubat Perşembe günü, Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek bir pa

Osmanlı Padişahlarının Türbeleri Nerelerde?

Osmanlı Devleti'nin cihâna hükmeden sultanlarının kabirleri/türbeleri nerede? İşte 36 Osmanlı sultanı ve yatmış oldukları kabirler...

Yumuşak Huylu Hak Dostu

Sâmi Efendi Hazretleri’nin sîmâsındaki halâvet ve melâhatin güzelliği târif edilemezdi. O kadar halîm-selîm, yumuşak huylu ve melek sıfatlı bir Hak dostu idi ki

Dâvâ Erine Çok Tuzaklar Kurulur

Mısırlı alim, dâvâ adamı Hasan el-Bennâ’yı yolundan döndürmek isteyenler ona çok tuzaklar kurdular, ağlar attılar. Ama o, bu oyunlara aldanmadı.

Zor Zamanlarda Bir Güzel Mümin

Sami Efendi Hazretleri, Resû­lullah’ın (s.a.v.) yolundan adım adım gitme gayreti içerisinde olmuş en güzel şahsiyet önderlerinden biridir. Zor bir dönemde yaşam

Askere Giden Gence İki Tavsiye

Allah dostları, sevenlerini her konuda irşad ederler. Evlenecek, okuyacak, askere gidecek evlatlarıyla ayrı ayrı ilgilenirler. Hepsinin durumuna göre maddi, mân

Kaliteli Şahsiyetin İki Özelliği

Kaliteli şahsiyetin iki özelliği sadâkat ve vefadır. Sadâkat ve vefâ şahsiyet kalitesine işaret eder.

Sultan Iı. Abdülhamit'in Dindarlığı ve Hizmetleri

II. Abdülhamît Hân’ın dindarlığı, hizmetleri, merhameti, zekâsı ve kâ­bi­liyeti destanlıktır. Onun ihlâsını şu hâtırâlar ne güzel ifâde eder...

'silsile-i Tarikat-i Aliyye-i Nakşibendiyye' Şiiri

Esad Erbili Hazretlerinin yazdığı “Silsile-i Tarikat-i Aliyye-i Nakşibendiyye” şiiri…

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.