Abidevi Şahsiyetler

Çanakkale Savaşında Kazanılan İki Zafer

Çanakkale Muhârebeleri’nde iki zafer birden kazanılmıştır. Bunlardan biri, düşmana karşı zâhiren kazanılan maddî zafer; ikincisi ise, ruh ve mânâ, fazîlet ve fe

Fatih İsmet Efendi Tekkesi'nin Tarihçesi

Yanyalı Şeyh Mustafa İsmet Efendi -kuddise sirruh- tarafından vakf edilen İsmet Efendi Tekkesi'nin tarihçesi...

Maskeli Medeniyet Dünyamızı Ne Hale Getirdi?

Düşmanı bu topraklara uğratmamak, mâbedinin göğsüne nâ-mahrem eli değdirmemek, dînin temeli olan ezanları susturmamak için gözünü kırpmadan şehid olan dedelerin

Yaman Dede Kimdir?

Yaman Dede, Yamandi Molla veya Molla Bey, Mevlevî şair. Müslüman olduktan sonra Mehmet Abdülkadir Keçeoğlu adını almıştır. Yaman Dede’nin hayat hikayesi.

Mehmet Âkif: Ümmet İçin Çabalayan Âlim

İstiklal Marşı’nın TBMM’de kabulünün ve Çanakkale zaferinin yıl dönümleri dolayısıyla her Mart ayında olduğu gibi bu yıl da gündemdeki yerini alacak olan Âkif m

Peygamber Kâtibi Sahabenin Kabri Şanlıurfa'da!

Şanlıurfa’da, hicrî 190 yılında vefat eden bir erkeğin mezarı bulundu. Mezarda yapılan araştırma ilginç bir bilgiyi ortaya çıkardı.

Somuncu Baba'nın Evi Ziyarete Açılacak

Bursa'da Osmangazi Belediyesince restorasyonu yapılan Somuncu Baba Evi'nin ramazan ayında hizmete sunulması planlanıyor.

Muhammed Bâki Billâh Kimdir?

Muhammed Bâkì Billâh -rahmetullahi aleyh- hicrî 971 senesinde Kâbil’de dünyaya geldi.[1] Küçük yaşta, hocası Mevlânâ Sâdık Halvâî’den ders okumaya başladı. Sonr

Sultan Iv. Murat'ı Ölümden Kurtaran Keramet

1638’de çıktığı Bağdat seferinde Sultan IV. Murat’ı ölümden kurtaran keramet...

Hüdâyi Hazretlerinin Şiirleri

İrşad ve mânevî terbiyesini şiirleriyle devam ettiren Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri, bu sahada da gönülleri tenvîr eden pek tesirli eserler vermiştir. Bugün dah

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.