Abidevi Şahsiyetler

Hüdayi Hazretlerine Manevi İşaret Geldi

Yalnızca üç sene gibi kısa bir zamanda Üftâde Hazretlerinin baş talebesi durumuna gelmiş bulunan Hüdâyî Hazretlerinin bu yükselişi dolayısıyla eski dervişândan

Üftâde Hazretleri Kimdir?

Üftâde Hazretleri, Aziz Mahmud Hüdâyî’nin şeyhi, mutasavvıf-şairdir.

Çiçeklerin Zikrini Duyan Derviş

Üftâde Hazretleri, müridlerinin halini görmek için yaptığı sınavdan yalnız Aziz Mahmud Hüdayi başarılı çıktı.

Hüdayi Hazretlerinin Manevi Yolculuğu

Aziz Mahmud Hüdâyî Hazretleri, talebelik yıllarında ciddî bir ilim tahsili yanında tasavvufî bir alâka ile gönül âlemini de az-çok yoğurmuştu. Gayret ve çalışka

Padişaha Yüzüğü Verdikten Sonra Kayboldu

Aziz Mahmud Hüdâyî Hazretleri ile padişahın yaşadığı sırlı olay...

Kürk Giyen Şeyhi Görünce Şaşırdı!

Şöhreti her yana yayılan Aziz Mahmud Hüdâyî Hazretlerinin durumunu bir fakir seyyâh da duyup dergâhına gelerek huzûrunda kalben ve rûhen feyz bulmak ister. 

Ahmed Turani Hazretleri Kimdir?

Araştırmacı-Yazar Fahri Sarrafoğlu, "Hammer Usta" diye bilinen Ahmed Turani'nin kim olduğunu, nasıl Müslüman olduğunu anlatıyor?

Hakikatte 'kimya Dersi'

Aziz Mahmud Hüdâyi Hazretlerinin kimya ilmine vukufiyetini öğrenen bir kimse ondan kimya öğrenmeye talip olur ve bakın ne ile karşılaşır!..

Şeyh Eedebali Hazretleri'nin Gönül Eseri

Şeyh Edebali Hazretleri’nin en büyük eseri, birçok zevât-ı kirâmın yaptığı gibi kitaplar değil, birbirini takip eden îman ve İslâm yolunda seferber mücâhid nesi

Müslümanın Mânevî Zırhı

Allah dostları sevdiklerini her vesile ile terbiye ederler. Evladlarının günlük programlarının namaz merkezli olmasını isterler. Dinin direği olan namaz hayatın

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.