Ahirete İman

Mal ve Makam Sevgisini Kaldıran Yol

İmâm Gazâlî Hazretleri, zamanındaki bütün ilimlerin zirvesinde olduğu hâlde, Rabbine yakınlığa nâil olabilmek için uzun bir müddet “hîçlik hâli”nde, yâni bütün

Allah’ı Görebilecek Miyiz?

Mü’minler, kıyamet günü Allah Teala’yı görebilecek mi? İlahi mahkemede kimler şahitlik yapacak? Hesap günü neler sorulacak? İşte cevabı...

Zillete Düşecek Müslümanlar

Şecaat; yiğitlik, bahadırlık, kahramanlık, kalp metâneti, şiddet ve tehlike esnâsında cesâret göstermek mânâlarına gelir. İnsandaki öfke ve hiddet kuvvetiyle bu

Sabır Ehli Fakirlerin Mükafatı

Peygamber Efendimiz'in bir Kur'ân meclisinde yoksul muhâcirlere verdiği müjde...

Hiçliğin İdrakine Erdiren Huy

Allâh Teâlâ âhiret saâdetini; dünyâdayken haşmet ve azamet taslamayan, fesat çıkarmayan ve gönüllerinde Allâh’ın muhabbeti dolup taşanlara nasîb eylemiştir. Zîr

Kıyamet Günü Nebi ve Şehitlerin İmrenerek Bakacağı Kişiler

Kıyâmet gününde nebi ve şehitlerin imrenerek bakacağı kişiler kimlerdir? İşte hadislerle nebi ve şehitlerin gıpta edeceği kişiler...

Ölümden Sonra Ne Olur?

Son nefese, ölüm ve ötesine hazırlanmamız için kabir, kıyâmet ve âhiret ahvâlinden manzaralar...

Kıyamet Gününden Kaçış Yok!

Zaman dilimini ifade eden gün, önemine binaen Kur’an-ı Kerim’de yüzlerce defa zikredilmiştir. Belirtilen günler içinde dünyaya ait olanlar olmakla beraber genel

Ahirette Güldüren Gözyaşları

Burada dökülen kulluk gözyaşları yarın ahirette yüzleri güldüreceğinden Yûnus Emre Hazretleri de mahşer günü için gözyaşı dökenlerin ilk safında yer alarak herk

Sadaka-i Câriye Nedir?

Sadaka-i câriye: Sürekli sevâba vesîle olan hayır-hasenât (Câmî, mektep, çeşme vb.) anlamına gelmektedir. Bir insan öldükten sonra da amel defterine sevap yazdı

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.