Aile Hayatımız

Gelin Kaynana İlişkisinde Güzel Ahlak

İnsanoğlu, duyguları birbirine geçmiş karmaşık bir canlıdır. Kendi şahsına münhasır özellikleriyle mezcedilmiştir. Dolayısıyla farklı fikirler, farklı istek ve

Allah’ın Sevip Razı Olduğu Kul

Kulluk, haddini bilmekle başlar. Bunu lâyıkıyla bilen bir insanda ise büyüklenmeye, varlık ve benlik iddiâsına mecâl kalmaz.

Huzurlu Yuvanın Kuralları

Ailede kurucu unsur karı-kocadır. Bu temel kurumu oluşturan, yöneten, yönlendiren dînî, ahlakî, hukukî kurallar vardır. Kurallara uyulduğu müddetçe mesele yoktu

Müslümanın Evi Nasıl Olmalıdır?

Asrı Saadet'te “Müslüman evi” deyince sokaklara arı uğultusu gibi Kur'an seslerinin taştığı evler anlaşılırdı. Peki bugün bizim evlerimiz? Ümmeti olarak şerefle

Sâliha Hanım Nasıl Olmalı?

Asr-ı saâdette sahâbî hanımlar, beylerine: “–Bugün hangi âyetler indi, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in sohbetinde neler öğrendiniz; biz

Mirasın Kur'an'daki Yeri Nedir?

Kur'an'a göre mirasta kadın ve erkeğin hakkı nedir? Miras hukuku âyetleri mirasa dair hangi hususları içerir? Marmara İlahiyat Profesörü Ömer Çelik mirasın Kur'

Aile İçi Hak ve Adaletin Önemi

Evlilik ve aile hayatı karşılıklı haklar ve sorumluluklar doğurur. Hayatın her anında ve durumunda yüklenilecek sorumluluklara “evet” der taraflar. Ancak çoğu z

Sıla-i Rahime Dikkat Etmeyen Kimseyle Arkadaşlık Etme!

Akrabâ ve yakınlarla alâkayı devam ettirmek, onları koruyup gözetmek, ziyaret etmek, yani “sıla-i rahim”de bulunmak, dînimizin çok ehemmiyet verdiği esaslardan

Eşinizi ve Ailenizi Ne Kadar Seviyorsunuz?

Allah Teâlâ, insana eş ve çocuk sevgisini, tabiî bir meyil ve ihtiyaç olarak vermiştir. Ancak bunların büyük bir imtihan vesilesi olabileceği, bir “fitne”ye düş

Mutsuzluğun Sebebi Nedir?

Şükretmeden yaşıyoruz. Ya da gerçek şükürle tanışmadığımız için; nimetler artmıyor. “Nimetler şükürle artar” Evet ama, nimetler sayısal olarak artarken, alınan

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.